Genel Yemekler

Tavukgöğsü Nedir?

Tavukgöğsü Nedir?

Tavukgöğsü, süt, şeker, pirinç unu ve tavuğun göğüs etiyle yapılan ve çoğu insanın severek tükettiği hafif sütlü bir tatlıdır.

Kulağa enteresan gelebilir ama tavukgöğsü ilk olarak Romalılar tarafından keşfedilmiş bir tatlıdır. Romalılardan Bizans’a oradan da Türklere geçmiştir.

O zamanlar Romalılar bu tatlıyı horoz etinden yaparlarmış. Romalı kitap yazarı Apicus’un tarifine göre o zamanlar tavukgöğsü yapılırken genç bir horoz kesilir, haşlanırmış. Göğüs eti sıcakken tiftilir, bu arada bir tencerede su kaynatılır, tiftilmiş tavuk göğüs eti bu sütün içine atılır ve bir tahta tokmakla dövüle dövüle pişirilirmiş. Tavuk eti iyice süte karıştığında, koyultmak için yeterli miktarda dövülmüş badem eklenir ve yine karıştırılarak sütle karışıma yedirilirmiş. Son aşamada ise tatlandırmak için içine biraz bal konulurmuş.

Tavukgöğsü yüzyıllar boyunca Avrupa’da “Blancmange” adıyla yapılmıştır. Ancak ortaçağın sonlarına gelirken artık yapılmamaya başlanmış ve zamanla yok olmuştur. Ancak Doğu Roma’nın (Bizans yok Bizan yok!) başkenti İstanbul’un fethinden sonra Türkler için Tavukgöğsü, Türk mutfağında önemli bir yer almıştır. Öyle ki Osmanlı zamanında tepsinin dibi hafifçe yakılarak yapılmıştır ve oluşan bu yeni tatlıya Kazandibi adı verilmiştir. Önce saraylarda ve konaklarda yapılan bu iki kardeş tatlı o günden bügüne dek severek tüketilmiştir ve sanırım tüketilmeye de devam edecek gibi görünüyor.

Tavukgöğsü, bugün de ufak değişiklikler haricinde yine aynı şekilde yapılmaktadır. Sadece koyultmak için badem yerine nişasta, bal yerine şeker kullanılır, servise sunulurken üzerine tarçın eklenir.

Tavukgöğsünün içinde tavuğun göğüs eti olmayan, yalancı diye tabir edilen versiyonları da vardır. Yapımı daha kolay ve maliyeti daha ucuz olduğundan halk arasında da sıklıkla yalancı versiyonu olan bu tarifler yapılmaktadır.

Bkz. Bolulu Hasan Usta.

*Tavukgöğsü hakkında sizin de ekleyeceğiniz bilgiler ya da nerede yenebileceğine dair görüşleriniz varsa lütfen yorum kısmına yazarak bu yazıya katkıda bulunun.

Fotoğraf: Sofrayıkur


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir