Oolong Çayı Nedir?

Yarı fermente bir çay olan Oolong çayı Çince “Wu Long” yani “Kara ejder” manasına geliyor. Teknik anlamda hem yeşil çay hem de fermente çay özelliklerini taşıyan melez bir çay çeşidi.

Efsaneye göre bir gün Çindeki bir çay tarlasının sahibi, çay tarlasındaki yaprakların arasında siyah bir yılan görünce korkup kaçıyor ve ertesi gün geri geldiğinde güneşin altında yaprakların bir kısmının karardığını görüyor. Bu şekilde topladığı yaprakları alıp evde demliyor ve sonuç: “Mükemmel!”. İşte yarı fermente Oolong çayı efsaneye göre böyle çıkıyor.

İşin efsane kısmını geçersek bir kısım insan da Oolong isminin yarı oksitlenmiş çay yapraklarının biçiminden ötürü bu ismi aldığını idda ediyor. Yani ejderhaya benziyor diye. (Gerçi Uzakdoğu’da otu boku ejdere benzetmek çok normal bir şey. Uzakdoğu ile iş yapıp da biraz gizem ve mistisizm katmak istiyorsanız, markanız/ürününüze içinde ejder geçen bir isim vermeniz yeterli.)

Neyse dönelim Oolong çayına;

Genelde çayı haşlayarak tüketmeyi bilen ve seven halkımız için böyle yumuşak içimli, mistik /aromatik bir çay pek tanıdık değil. Zaten Türkiye’de pek yaygın bir çay da değil ama içimi oldukça keyifli. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi yeşil çay yapraklarının belirli oranda oksidasyonu ile ortaya çıkan biraz yeşil çay, biraz da bizim bildiğimiz kara çay nüanslarına sahip.

Oolong çayı, kaynayıp azıcık soğutulmuş suda 1,5-2 dakika boyunca demlenirse en iyi sonuçları veriyor. Aslında bütün çaylar bu şekilde demlenerek aromatik ve içim zevki anlamında daha doğru sonuçlar verir ama gel de bunu bizim kendi demlediği çayın en iyi çay olduğunu iddia eden bilmiş ahaliye anlat!

Yani ne demek istediğimi anladınız sanırım: Çayı yanlış demliyoruz!

Siz siz olun, Oolong çayı elinize geçerse henüz kaynamamış suyla demleyin.

Ne de olsa çay dünyada sudan sonra en çok içilen ikinci içecek! Hakkını vermek lazım.

*Yayına giren videolarımızdan haberdar olmak için Harbi Yiyorum Youtube kanalımıza abone olmayı unutmayın!