Kapadokya Seyahatimizde Ne Yedik?
Biliyoruz bol görselli bir Kapadokya gezisi yaptık. Herkes nerelere gittiğimizi ve neler yiyip içtiğimizi sorup duruyor. Malum Instagram koskoca bir deneyimi anlatmak için doğru bir platform değil! Biz de dostlarla beraber gerçekleştirdiğimiz Kapadokya maceramıza sitemizde daha geniş yer verelim ve bir blog yazısı olarak derleyelim dedik.
İlk kez 2002 yılında gitmiştik. Yıllar sonra yollarımız yeniden kesişti Kapadokya‘yla, hem de ne kesişmek. Bu sefer adeta aşık olduk. Bunda hem büyülü atmosferinin, nefis yemeklerinin ve şaraplarının yanı sıra sıcacık ev sahipliğinin etkisi çok büyük oldu. Neden böyle söylediğimizi ilerleyen satırlarda daha iyi anlayacaksınız.
Yemeyi, içmeyi, gezmeyi ve bunu paylaşmayı seven bir grup arkadaşımızla, 2 günlük Kapadokya macerası için bir Cuma akşamı Atatürk Havalimanı’nın Prime Class Lounge’ında buluştuk. Her şey böyle başladı. Çok keyifli bir haftasonunun bizi beklediği seyahatin ilk adımında anlaşılıyordu. Bize özel hazırlanan Aperol Spritz ile haftasonuna merhaba dedik.
Kısacık bir uçuş ve neşeli bir transferden sonra, İstanbul’dan aldığımız nazik davet üstüne artık 2 günü boyunca konaklayacağımız Kistar Otel‘deydik.
Kistar Otel‘de bizi bekleyen ziyafet masası, bir anda bizi İstanbul’dan alıp Alice Harikalar Diyarı‘na götürdü dersek, abartmış olmayız. Güler yüzleri, tatlı dilleri ve engin sanat/tarih bilgileriyle, Kistar Otel‘in sahipleri Mehmet bey ve eşi Özcan Hanım bizi adeta kendi çocukları gibi ağırladı. Bilgilendirdi, ufkumuzu genişletti.
Başlangıçta avakadolu, yeşil elmalı, sezar salata soslu bir salata, ardından sebzeli ve soya soslu linguine ve karabiber soslu bonfile, son olarak ise elmalı tartine geldi. Normalde oda-kahvaltı olan otelde, özel şefin bizler için hazırladığı her tabak ayrı bir lezzetti. Yolunuz Kapadokya‘ya düşerse bu sofra için özel istekte bulunun deriz. Bundan böyle sözü azaltıyoruz, bırakalım da fotoğraflar konuşsun.
Tatlımız: Elmalı Tartine
Doyulmaz sohbete eşlik eden bu lezzetlerin ertesi sabahında, hala tok olmamız beklenirken kendimizi Kistar Otel ‘in nefis kahvaltı masasında bulduk. Fırında pişmiş, patatesler, karakovan balı, havuçlu kek kahvaltının başrollerini paylaştı.
Havuçlu Kek
Bundan sonra Kapadokya’da neler yiyebilirsiniz topluca bir bakalım mı? Öğlen yemeğimiz için durağımız Museum Hotel’in Lil’a Restorandı. Burada pancarlı keçi peyniri, humuslu dana bonfileyi ve ıhlamurlu dondurma ile servis edilen creme brulee yi kesinlikle tavsiye ederiz. Yörenin şaraplarını da eşlikçi yapmayı unutmayın.
Pancarlı Keçi Peyniri
Humuslu Bonfile
Ihlamurlu dondurma eşliğinde Creme Brulee
Bu tatlı çok fena bir tatlı, yazarken ağzımızın sulandığı doğrudur.
Günün akşamında ise bizi tam bir gala gecesi bekliyordu, bu sefer rotamızı Kapadokya‘nın eski işletmelerinden olan Les Mainson De Cappadocia Otel‘in sahibi olduğu Elai Restaurant‘ta çevirdik.
Yeşil Elmalı Ispanak Salatası
Ördek Konfit
Profiterol
Kistar Otel‘in sahibi Mehmet Amca’dan aldığımız bilgilerden biri de ”Zamanında Kapadokya‘da turizmin temellerini atan Fransızlarmış.” Bu nedenle yörenin iyi restoranlarında hep Fransız mutfağı etkisi görülmesi de buradan miras.
Bu arada Kapadokya‘ya gitmişken mutlaka ”testi kebabı yemelisin” diyenlere de; hiç civarda rastlamadık desek yeridir, 2002 de denediğimiz ve kötü (konserve sebzelerle) deneyimden sonra kanaatimiz, testi kebabı bize göre sadece turistik bir şov. Evlerde en güzeli yapılıyordur kesin ve ona diyecek sözümüz yok!
Biz yine yediklerimize geri dönelim.
Pazar sabahı Les Maisons De Cappadoce ‘nin nefis kahvaltı masasında karşılandık. Sıcacık şömine başında keyifli saatler için siz de giderseniz, mutlaka bir uğrayın.
Les Maison De Cappdoce ‘de kahvaltı
Kapadokya şarapsız olmaz. Yerli üreticilerin, en leziz şaraplarını tatmak için şarap alışverişine de koyulduk. Favorimiz Kocabağ’ın Kapadokya 2013‘ü oldu.
Bu yoğun yeme-içme-gezme-tozma etkinliğine bir de piknik sıkıştırdık ki, sevgili mayamekşi‘nin nefis cevizli çavdar ekmekleri, fonda Erciyes Dağı, Peribacaları ve eşlikçisi şampanyası, sonrasında sucuk-ekmek partisi geziyi unutulmaz kıldı.
Piknik Sepetimiz
Sonrasında Sucuk-Ekmek
Yıllar sonra bu kez seni çok ama sevdik, çok leziz bulduk Kapadokya. Yine görüşeceğiz.
Kapadokya gezimizle ilgili daha gezi tadında okumak isterseniz sizi buraya alalım.
Ve Murat Koç‘un ellerinden çıkan turumuzun keyifli videosunu izlemek için de buradan buyurun.
Fotoğraflar: Tuğçe Tarhan– Murat Koç– Çiseren Korkut Koç