İzmir Mavişehir’in En Yenisi: Rast Bira Bahçesi
İzmir. Mavişehir. Rast Bira Bahçesi…
Çiçeği burnunda, henüz bir aylık bir mekan. Üstelik Mavişehir’de hiç olmaz denen yerde, hiç olmayacak bir konseptte…
Üç ortak: L. Mehmet Duman, Efe Koçer ve Atahan Yersel. Atahan Yersel pastacı, şekerci. Boş zamanlarında ise mucit. Mekanlar icat ediyor. Onu İstanbul Akaretler’deki Mendel’s, Mathilda ve dahası Türkiye’de fenomen olmuş lokmacı Lokmata marka ortaklıkları ile tanıyoruz. Mehmet ve Efe ise İzmirli… Pub Locale, Pizza Locale isimli girişimleri ile “fast casual” alanda başarılı örnekler sunmuş genç işletmeciler.
Hepsinin ortak özelliği bolca gezmeleri, ama en önemlisi gezip gördüklerini yorumlayıp sentezleyebilecek sağduyuya da sahip olmaları. Üçü de sadece işletmeci değil, feylosof işletmeciler!
Vaka o ki; iki yıl evvel bir gün Akaretler’de tanışıyor ve bir ay önce açtıkları Rast Bira Bahçesi’nin temellerini birlikte yaptıkları seyahatlerde atıyorlar.
Sonuç: Ortaya çıkan sinerji İzmirlileri bile şaşırtacak düzeyde…
Şöyle ki; İzmirlilerin şehirde durmadığı yaz aylarında Rast Bira Bahçesi, açıldıkları günden bu yana her gün tıklım tıklım dolu. Mekana gelenlerin tek şikayeti ise geldiklerinde mekanda yer olmaması. Üstelik Mavişehir’de… Günde on kişinin zar zor geçtiği sakin bir sokakta.
Açıkçası Atahan, Mehmet ve Efe de şaşkın. Kafaları karışmış…
“Ne oldu da böyle oldu biz de anlamadık abi!” diyorlar bana… “Esas bu şekilde olmasaydı şaşardım” diye cevap veriyorum ve ekliyorum “Türkiye’ye sizin gibi öncü işletmeciler lazım!”
PEKİ RAST BİRA BAHÇESİ’NİN FARKI NE
Biralar 25’lik bardaklarda geliyor. Sarhoş olmak için değil, soğuk biranın lezzetine ve tadına varmak için içiyorsunuz. Üstelik biralar ısınmadan içiyorsunuz! Porsiyonlar herhangi bir mekandan %30-40 daha ufak. Elbette fiyatlar da aynı oranda ufak!
Mesela bir anne patatesi yiyorsunuz; özlediğiniz kızartma kıvamında. Annemizin bize evde yemek yokken kavurduğu kıyma burada ince bir pidenin arasına girmiş durumda; hamburger bile ne mini, ne ağza sığmayacak kadar kocaman. Direk midi boy. Kokoreç de o ince yarım pide arasına az biraz patlıcan eşliğinde girmiş. Pizzalar… Ye, tadına var.
Yani; her şey ne abartı, ne de az…
Kararında!
Kısacası: İnsanî…
Yani olması gerektiği gibi…
DİYECEKSİNİZ Kİ BUNUN NERESİ FARKLI
Bütün bu menünün Türkiye tarihinde ilk kez bu şekilde ele alınmış olması… İşte fark bu!
İnsanî bir menü…
Baştan aşağı düşünülüp, yeniden tasarlanan bir menü var karşımızda.
İşin sırrı ne biliyor musunuz?
Düşünmek!
Evet. Yanlış duymadınız, düşünmek.
Çok basit…
Atahan, Efe ve Mehmet sadece bir mekana gittiklerinde ihtiyaçlarının ne olduğunu düşünmüşler. Rast Bira Bahçesi de bu şekilde ortaya çıkmış.
Bu kadar basit…
Şimdi bundan sonra ne olacak?
Anlatayım…
Birçok mekan burada gördüğü şekilde biraları 25’lik bardaklarda sunmaya; hatta tüm birahaneler 25cc’yi menülerine sokmaya başlayacak.
Aynı Rast Bira Bahçesi’nde olduğu gibi porsiyonlarını küçülten ya da burada gördüğü şekilde birebir aynı konseptte yerler açan işletmelerin sayısı artacak. Hasılı küçük porsiyonlu, küçük içkili, tadımlık menü sunan yerler önümüzdeki günlerde mantar gibi çoğalacak…
Bütün bunlar olurken Atahan, Efe ve Mehmet ne yapacak dersiniz?
Düşünecekler.
Birer tüketici olarak gerçek ihtiyaçlarının neler olduğunu düşünecekler…
İnsanlar onları taklit ederken, onlar daha önce hiç kimsenin yapmadığı yeni bir konsepti hayata geçiriyor olacaklar.
Yeni mekan açacak işletmecilere bir sır vereyim;
Projeye değil, önce kendinize yatırım yapın!
**Yazının orjinali oda.tv de yayında…