Gurme Diyor Ki: Madrid’de Üç Restaurant Var; Punto MX, Horcher, Naveiro Do Mar
Gurme Diyor Ki: Madrid’de Üç Restaurant Var; Punto MX, Horcher, Naveiro Do Mar
Bugünden itibaren her hafta gurme diye bildiğimiz büyüklerimizin deneyimlerinden ve önerilerinden seçerek size özet olarak paylaşacağız ve halkımızın anlayacağı bir çözümleme (bir nevi tefsir diyebilirsiniz) yapacağız. Bu hafta Vedat Milor‘un son Madrid gezisinde uğradığı 6 lokantanın 3’ünden bahsedeceğiz: Punto MX, Horcher ve Naveiro.
Vedat Milor Madrid’de yakışıklı arkadaşları ve damağına güvendiği aile dostları ile buluşur ve Madrid’de birlikte 6 lokanta gezer. Bunların 3’ünü kaleme almaya uygun görür ve sitesinde yazar.
Özetle;
Punto MX: Avrupa’nın ve İspanya’nın 1 Michelin yıldızlı tek Meksika lokantası dediği Punto MX‘ten Milor oldukça etkilenmiş. Bizim ülkemizde Meksika lokantasına giderek “Bir Meksika lokantasından gastronomik anlamda ne beklenebilir ki?” sorusunu soranlara burada yerseniz farkı anlarsınız diyor ve bu soruyu soracak kişileri boşa çıkarıyor. Kemik İliği Izgara’yı ve Tacos De Buey Gallego’yu vurguluyor.
Horcher: Madrid’in en klas ve rafine yemeklere sahip lokantası olarak tanımlıyor Milor. Özellikle şarap kavını çok beğendiği restoranın öne çıkan özelliği ise menüsünde “Av Etlerinin” olması. Milor burada yaban mantarlı geyik eti Carpaccio, porto soslu inanılmaz bir çulluk ve kaz ciğeri yiyor. Mekana kravatsız gidilmemesini salık veriyor.
Naveiro Do Mar: Şehre çok uzak bir yer olduğunu söylediği restoran için Milor bırakın yabancı turisti yerli halk bile bilmiyor diyor ve çok uygun fiyatlara dünyayı yediğini söylüyor. Amuse bousche olarak midye yiyor ve Galiçya stili ahtapot ve İstiridye yiyor.
Bir de dünyada sadece Portekiz ve İspanya’da bulunan kabuklu deniz canlısı Percebes‘den yiyor.(Bir nevi bizim deniz börülcesi gibi yetişen bir bu bölgeye has kabuklu diyelim) Arkasından özel bir teknikle pişen kerevit ve güveçte yılan balığı Angulas yiyor. En son olarak da 7 kiloluk kalkandan iki iri fileto yiyor ve hesabı oldukça uygun buluyor.
*Yazının tamamını Vedat Milor’un kendi kaleminden okuyabilirsiniz.