GURME NOTLARIOdaTV Yazıları

Amerika Günlükleri 3 – Hiç Pastrami Denediniz Mi?

Son üç haftadır Amerika’da enteresan günler yaşıyorum. 30 Kasım’da buraya geldiğimde bir dolar 13,5 TL idi. Sonra geçtiğimiz hafta 18,30 TL’ye kadar yükseldi. Şu anda ben bu yazıyı yazarken bir dolar 11 TL’ye geriledi. Bu resmen delilik! Neyi neyle çarpacağımı şaşırdım. Kredi kartı ile geçen hafta aldığım bir ürünü yüksek kurdan öderken, buraya gelirken 9 TL’den aldığım doları harcadığımda kendimi karda hissediyorum. 

Bu çok değişik bir psikoz. Ben bir birey olarak harcama yaparken böyle hissediyorsam son bir ayda kurdaki bu Meksika dalgasını yaşayan büyük iş adamlarına, yatırımcılara, ithalat ve ihracatçılara çok büyük sabırlar dilerim.

Bence doların bu denli hızlı artması kadar aynı hızda düşmesi de bir o kadar korkutucu. Sonumuz hayır olsun. 

Gelelim gezdiğim mekanların bazılarına…

Katz’s Deli

Takipçilerimin New York’a gelince en fazla ziyaret etmemi istediği yer Katz’s Deli oldu. (Buradan toplum olarak ne kadar et sever olduğumuzu bir kez daha anlayabilirsiniz. Et mi, balık mı konusunda Türkler her zaman et tercihinde ‘2-0’ önde.) 

Katz’s Kosher yemekler yapan, dana döşü marine edip farklı tekniklerle pişirip sunması ile ünlü bir restoran. Bu marine dana döşe “Pastrami” deniyor. İşte Katz’s iki dilim hardallı çavdar ekmeği arasına dilimleyerek koyduğu 500 grama yakın et ile (Pastrami Sandviç) şöhretini tüm dünyada konuşturan bir restoran. 

Hatta buraya bir restoran demek de ne kadar doğru olur bilmiyorum. Sanki “fabrika ayarında restoran” demek daha doğru. Covid sebebiyle dışarıda uzunca bir kuyruk. İçeride size gözünüzün önünde hazırlanan pastrami sandviçiniz için önünüzdeki bankoda bir kuyruk, içerideki masaların başında bekleyenlerden bir kuyruk. Her yer tıklım tıklım dolu. Yine de sürekli bir hareket ve devinim var ve burası kelimenin tam anlamıyla bir et sever cenneti. 

Yani New York’a gelip de Katz’s Deli’ye uğramadan olmaz. 

Katz’s menüsünde sadece “Pastrami” değil ayrıca daha yağlı ve yine marine bir et olan “Corned Beef”, hatta dana dil bile var.

Türkiye’de de yıllardır Katz’s ı örnek alıp “Pastrami Sandviç” yapıp satmaya çalışan mekanlar var ama maalesef buradakine kıyasla hepsi birer kötü kopya gibiler.

Et mi, balık mı dedik… Gelelim işlenmiş balıkların kabesi Russ&Daughters’a…

Russ&Daughters

Katz’ın hemen iki sokak aşağısında füme somon çeşitleri ve bagelları ile ünlü bir diğer Kosher mekan Russ&Daughters. 

Dünyanın dört bir tarafından gelen başta somon balığı ve diğer balık çeşitleri vitrinlerini süslüyor. Lakin burası balığı çiğden satmayıp aynı zamanda işleyen de bir mekan. Kısacası füme ve marine balık çeşitleri ile bu kez balık severlerin cennetindeyiz. Ayrıca burada seçtiğiniz somon fümeden size özel bagellar da hazılanıyor.

Kapıdan girerken Amerikalı ünlü yazar ve oyuncu Fran Lebowitz ile karşılaşıyoruz. O da Russ&Daughters’dan füme somonlarını kestirip evinin yolunu tutmuş. 

Ben bu ziyaretimde krem peynir, kapari, kırmız soğan ve az tütsülenmiş füme Norveç somonu ile bir bagel sipariş ettim. 

Yine her zamanki gibi unutulmaz iyiydi.

Gelelim Türkiye’de bizim somon fümecilere… 2014 ve 2016 New York ziyaretlerimden sonra Türkiye’ye döndüğümde Beyoğlu Balık Pazarı’ndaki Tunç Balık’a uğramış ve işlerinin durumu kötü olduğu için çarşıdaki rakiplerden nasıl farklılaşabileceğini soran yeni kuşak sahibine “Öncelikle senin rakiplerin onlar değil, Amerika’da bulunan şu Russ&Daughters bu işin en üst seviyesi, kendine kerteriz olarak orayı almalısın” demiş. Ardından da sadece iki tip somon füme ve lakerda kesmenin dışında ürün çeşitlemesine gitmesini, hatta mümkünse karşısında hazır turşucu, fırın, manav var iken buradan alacağı ürünler ile kendi ürünlerini birleştirip sandviçler yapmasını salık vermiştim. (Tıpkı Russ&Daughters’daki gibi)

Alıştığı modelin dışında bir öneride bulunduğum için söylense de etse de dediğimi yaptı. Kısa süre içinde önünde kuyruklar oluştu. 

İşte bugün Türkiye’de hepinizin gördüğü; vitrinlerini ve ürün çeşitlerini geliştiren, somon füme kesen, bunlardan ekmek arası sandviç yapan ve böylece satışlarını artıran tezgahlar böyle ortaya çıktı. 

Bugün hepsi birbirini kopya ederek rekabetlerine bildik şekilde devam ediyorlar.

Lakin bir tanesi çıkıp da şu yurt dışında bu işi yapan en iyi örnekleri gezelim, şu Russ&Daughters’ı biz de bir yerinde görelim, Salih Seçkin Sevinç’in bize anlattığı ile kalmayalım demiyor.

Salih Seçkin Sevinç – OdaTV Yazıları

Salih Seckin Sevinc

Harbiyiyorum.com kurucusu ve yazarı. 2009'dan beri yeme-içme üzerine keşifler yapıyor. Araştırıyor, yiyor, içiyor, videolar/fotoğraflar çekiyor, düşünüyor ve yazıyor. 2021 - "Ruhani" (Roman) 2018- "Ölüm Yolcusu Abdülüver'in Tuhaf Seyahatleri" (Roman) 2016 - "Harbi Yiyorum - Türkiye'de Harbiden Nerede Ne Yenir?" (Yemek Kitabı) 2015 - "Her Şeyin Başı Blog" (İş Kitabı) 2014 - "Social Media for Real" (İngilizce İş Kitabı) 2012 - "Pazarlama İletişiminde Sosyal Medya" (İş Kitabı) kitaplarının yazarı. 2018'den bu yana ODA TV "Lezzet Peşinde" köşe yazarı, Eylül 2019'da KRT'de "Harbi Yiyorum" programını hazırlayıp sundu. Şu anda "Nerede Ne Yenir?" cümlesinin altını doldurmaya ve lezzet keşiflerini/öğrendiklerini size aktarmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir