OdaTV Yazıları

Bu Ne Yaman Çelişki: Restorana Yasak Otele Serbest

Bugün sevdiğiniz herhangi bir restorana gidip de oturarak yemek yiyemezsiniz ama bir otelde “Günlük Kullanım Ücreti” karşılığında adınıza boş bir oda tahsis ettirerek otele resmi giriş yapabilirsiniz. O otelin kahvaltısından, barından, restoranından, yemeklerinden rahatlıkla istifade edebilirsiniz. 

Hatta biraz da bütçeniz varsa hafta sonu otellerin paket programlarını alıp, otelin restoranında akşam diğer yüzlerce insanla beraber masanıza kurulup, şarkılar, türküler eşliğinde eğlencenize son sürat devam edebilir, gece geç saatlere kadar vur patlasın çal oynasın şeklinde felekten bir gece geçirebilirsiniz.

Aman siz de! Korona varmış, yokmuş, üstünüzde ne gam, ne keder kalır vallahi.

Ayrıca sabah yine otelinizde gözlerinizi açıp, yüzlerce kişiyle birlikte kahvaltınızı edebilir, sosyalleşebilir, kendinizi sizin gibi bu fırsatı göremeyen birçok insandan daha şanslı ve uyanık sayarak zenginliğinize ve halinize şükür edebilirsiniz.

Zaten otele gelenler de sizin gibi elit, bakımlı, sağlığına dikkat eden insanlar. Korona falan bulaşmaz.

Bu ne yaman çelişkidir! 

Bu ne biçim bir insafsızlık ve ikiyüzlülüktür. Bunun sorumlusu, müsebbibi kimdir? 

GÖZÜMÜZE SOKUYORLAR

Dışarıda benim restoran sahibi onlarca esnaf arkadaşım sadece Gel-Al ve paket servis ile hayatta kalma mücadelesi versin, canlarını dişlerine takıp elemanlarına ekmek çıkarmaya çalışsın, öte yandan birileri yemekli eğlenceli paket program satsın.

Üstelik bir de “nasıl olsa onlara yasak olmadığı için” bunu Instagram’da sponsorlu reklamlarla gözüne soka soka duyursunlar, oh ne güzel valla, ne ala!

Amacım otelleri ve otel sahiplerini yermek değil; ülke olarak zaten turizm ve diğer birçok alanda ekonomik yaralar aldık. 

Lakin sorum şu;

Bunun denetimi yapılabiliyor madem o zaman restoranlar neden kapatıldı?

Benim anladığım tek bir şey var;

Virüs artık her yerde! Sokağınızın köşesinde, kapınızın eşiğinde, hatta ayağınızın ucunda ve ne yazık ki daha önümüz kış.

Ülke olarak son bir haftadır saçma sapan bir simülasyonun içine hapsedildik. “Hunger Games -Açlık Oyunları” filmindeki simülasyon bile şu bizim yaşadığımız simülasyondan daha insaflı. En azından daha net, çerçevesi belli olan kuralları var.

Binlerce insanın akın ettiği AVM’ler açık, sinemalar kapalı, ibadethaneler açık, dışarıdaki restoranlar kapalı, alkol satan marketler 20:00’de kapalı, alkol satmayan marketler yasaktan muaf. Otel restoranları sözde kapalı (lakin yukarıda bahsettiğim şekilde) ama açık.

Uzarda gider…

Yeter artık!

Algılarımızla oynamayın, bizlerle dalga geçmeyin, korku dağları insanları zaten çoktan paralize etti. Korkudan, çaresizlikten ağlayan insanlar görüyorum artık.

Korona kapımızın eşiğinde, halk akıl sağlığını yitirmenin eşiğinde.

Bunlara dur deyin.

Kaldırın şu belirsizlikleri ortadan.

Siz de rahat edin, biz de rahat edelim.

Salih Seçkin Sevinç

NOT: Bu yazı 28.11.2020’de yazılmıştı.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı salih-seckin-sevinc-2-560x268-1-1-2.jpg

Salih Seckin Sevinc

Harbiyiyorum.com kurucusu ve yazarı. 2009'dan beri yeme-içme üzerine keşifler yapıyor. Araştırıyor, yiyor, içiyor, videolar/fotoğraflar çekiyor, düşünüyor ve yazıyor. 2021 - "Ruhani" (Roman) 2018- "Ölüm Yolcusu Abdülüver'in Tuhaf Seyahatleri" (Roman) 2016 - "Harbi Yiyorum - Türkiye'de Harbiden Nerede Ne Yenir?" (Yemek Kitabı) 2015 - "Her Şeyin Başı Blog" (İş Kitabı) 2014 - "Social Media for Real" (İngilizce İş Kitabı) 2012 - "Pazarlama İletişiminde Sosyal Medya" (İş Kitabı) kitaplarının yazarı. 2018'den bu yana ODA TV "Lezzet Peşinde" köşe yazarı, Eylül 2019'da KRT'de "Harbi Yiyorum" programını hazırlayıp sundu. Şu anda "Nerede Ne Yenir?" cümlesinin altını doldurmaya ve lezzet keşiflerini/öğrendiklerini size aktarmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir