CEO’muzdan Mektup Var: Harbiyiyorum.com Yenilendi! Bye.
“Ne oldu?” diyenleriniz ve klasik Harbiyiyorum’un sadık izleyicileri için yazıyorum!
Evet, evet farkındayız. Siteye bir şeyler oluyor ve tedirginsiniz! Haklısınız da, 2009’dan beri yayın hayatına devam etmekte olan sitemizi en iyi haline getirip kapatmaya karar verdik! Naaşının Hıristiyanların cenaze törenlerindeki gibi yakışıklı olmasını arzuladık!
Şaka şaka :)
Vallahi şaka da olsa yazarken benim bile yüreğime iniyordu :D Neyse şimdi gerçek haberler, sıkı durun. Alttaki yazıları okumayacaklar için özetliyorum: Bundan böyle Harbiyiyorum 10 kaplan gücünde! İçeriği daha kuvvetli, ayrıca site tasarımı da 10 numara oldu. Evet, bundan sonrasını “Şeytan ayrıntıda gizlidir” diyenler okuyabilir.
-I-
2009’da Harbiyiyorum’u Blogger‘da açıp yazmaya başladığımda “yemek kültürü ve yeme-içme tavsiyesi” şeklinde blog yazan kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. (Bakın o zamandan bu zamana kısa tarihçemiz) Kısa bir süre içerisinde benzer blogger arkadaşlarımızla tanıştık ve maalesef içlerinden takip etmekten son derece zevk aldığım bir kısmı oyuna hızlıca veda etti.
Zaman içerisinde birer ikişer yeni bloggerlar aramıza katılmaya başladı ama yine de ekosistemi tam anlamıyla kurabildiğimizi düşünmüyordum. Çünkü hala iki elin parmakları kadar olamamıştık. Şimdi ise son 6 ayda açılan benzer kategoride blogların sayısının mevsimi gelmiş ağacın tomurcukları gibi çoğaldığını görmekten mutluluk duyuyorum. Bir sonraki altı ayda bunun katlanarak artacağına da hiç şüphem yok. -Kimi arkadaşımızın blog açmasına da biz vesile olduk- Şu anda yeme-içme ve mekan tavsiye bloglarının sayısı düzineleri geçmiş durumda. Yani bu şu demek: Misyonu tamamladık!
-II-
Bazılarınız beni tanırlar. Her ne kadar sosyal biri gibi görünsem de aslında içe dönük biriyimdir. Dolayısıyla tabiri caizse piyasada sürekli gezmiyorum. İşim gereği konsantre olmam ve bunun için de yalnız kalmam gerekiyor. Çokça yaptığım gibi yalnız kaldığım dönemlerde yine sonsuz zihin dağınıklığı içerisinde fazla düşünmekten bunalıma girmişken kendimi “Dur hele dur!” deyip piyasaya attım desem yeridir.
Bu süre zarfında mekan tavsiye blogglerlarının sayısındaki artış ve PR firmalarının benzersiz kabızlığı ile harmanlanan sayısız organizasyonlara katıldım. Çokça davete icabet ettim. Sonra piyasadaki algımızın şu olduğunu fark ettim “Harbiyiyorum her çağrıldığı yeri yazan bir bloggerdır!”
Yok artık! Oysa ki ben gider bir yeri beğenir, öyle yazarım. Şu anda herhangi bir mekanın daveti olmaksızın birikmiş, dökümanı hazır ve tavsiye edeceğim yerlerin -yani klasik Harbiyiyorum yazıları- sayısı 54. Yani bu normal koşullarda benim için 2 yıllık stok demek! Hiç bir yer çağırmasa iki yıl yazım var cebimde. Üzerimde bir ağırlık var mı? Evet, var. Çünkü ben bu nerede yenir hikayelerimi öyle kolayca yazamıyorum. Üstelik bu stok artık benim eritebildiğimden daha hızlı artıyor. (FIFO – LIFO bunların devri değişti.)
-III-
Piyasada büyük/profesyonel oyuncular var. Mekanist.net, Zomato ve son olarak Mekan.com, mekan tavsiye ekosisteminin kuvvetli oyuncuları arasında. Bu sistemler içerisinde derinliği olsun olmasın bir sürü kalemin artık mekan/yemek tavsiye yazıları yazdığı anlamına geliyor. (Ben de bu sitelere üyeyim ve yazıyorum) Bir blogger olarak aynı değeri ve hatta daha fazlasını halkla ilişkiler ajansı ve mekan bağlamında bu kurumların daha iyi ele aldığını düşünüyorum.
-IV-
Bütün bu gelişmeler ışığında -dile kolay 5 yıl sonunda- Harbiyiyorum’da daha sık yazı yazmamı tekrar şevklendirmemin arayışı içindeydim. Çünkü benden daha çok yazı yazmamı talep eden insan sayısı gün geçtikçe artıyordu. Okuyucularım da artıyordu. Fakat ben klasik Harbiyiyorum yazılarımı ancak iki haftada bir yazabiliyordum. Peki başka mecralarda yazı yazıyor muydum? Evet. Hem de nasıl. Hatta bu süre zarfında bir kitap yazdım ve hatta ikincisini de yazmaya devam ediyorum. O halde bu dilemmayı nasıl çözecektim?
-V-
Özellikle son 1 yıldır Harbiyiyorum’da yeni içerik konseptlerinin peşinde olduğumun dikkatli bir izleyici mutlaka farkına varmıştır. Zaten sürekli yenilik peşinde olan biri olduğumu da dikkatli bir izleyici bir kez daha fark emiştir. (Tebrikler!)
Düşünsenize bu son 1 yıl içerisinde Harbiyiyorum TV denedik, başkalarının da katkısı olsun ve eğlenelim diye Ayıptır Söylemesi köşesi denedik. (Aman ne katkı ne katkı, yahu kimsenin mi backlinke ihtiyacı yok!?) Youtube kanalımıza epeyce içerik girdik. Denedik de denedik. Kimseler bilmez. İlk siz bilin. Bundan tam 2 yıl evvel Harbiyiyorum’un klasik konseptini bozmayayım diye Hepsini Yedim diye gizli bir projeye bile başlamıştım. Ancak ayrı siteler ve şifreler beni çok yoruyordu ve ona da maalesef vakit ayıramadım. En nihayetinde 2014 başında Harbiyiyorum’un ilk tasarımını bir tık ileri seviyeye taşıyarak en radikal değişikliği yapmış oldum. Sitenin eli ayağı toplandı ancak hala bir blogdu. Ben de blog formatından çıkmasını en az kıymetli okuyucularım kadar istemiyordum. Fakat bütün bu değişiklikler çoğalan içeriğim ile birlikte beni yapısal anlamda kesmemişti. Neticede tohumlar ekilmişti ve ikinci çocuk ha doğdu ha doğacaktı. (Harbiyiyorum’un arşivlik eski versiyonlarını görmek isteyenler buradan lütfen)
…ve ikinci cocuk doğdu. 5 yaş fark iyidir dedik.
-VI-
Efendim hasılı, piyasa gezmelerinin ardından yaptığım uzun düşünce seanslarımın sonunda adam gibi bir online Yemek Ansiklopedimizin olmadığını görüp (Ne Nedir?) bölümünü açmaya, sonrasında “Harbiyiyorum’da bizde yazsak ne olur? Ne kıymetli siten varmış arkadaş!” diye atarlanan ve kalemine oldukça güvendiğim arkadaşlarıma -editörlüğünü benim yapmam şartıyla- “Hadi gelin siz de yazın canım, o kadar internetti, paylaşım ekonomisiydi diye söylevler veriyoruz. Artık çorbada sizin de tuzunuz olsun. Yazmadığınız kabahat.” demeye, bana sürekli “Abi bu nerede yenir? Abi şu nerede yenir?” diye sorulduğu için “En İyi Listeleri” ve diğer benzer listeler yapmaya, 2 yıldır ötelediğim Hepsini Yedim konsepti ile Lezzet Testlerini Harbiyiyorum’a taşımaya, her hafta yetişemeyeceğimiz kadar çok restorandan davet geldiği için gidebildiklerimizden etlisine sütlüsüne fazla karışmadan “Sizin için Harbi Yedik ve Sizin İçin Harbi Gezdik” galerileri yapmaya, ilgi çekici yeme-içme haberlerini Harbiyiyorum’a koymaya, klasik yazılarımızı bu minvalde daha bir şevkle yazmaya, kısacası Harbiyiyorum’u yerli ve öncü bir yeme-içme kültürü mecrası haline dönüştürmeye and içtik!
Bildiğiniz üzere ben Harbiyiyorum’u hep “yeme-içme kültürü” -Bu isimde bir kategori olmadığı için yarışmalara bile katılmadık :)- kategorisi adı altında anmışımdır. Dolayısıyla sanırım esas şimdi hakkınız vermiş olacağız!
Yeni sitenin ortaya çıkışı için benimle birlikte çalışanlarının bile terk edip gittiği bir gecede Starbucks’ta sabahlayan biricik arkadaşım Mehmet Ali Altıparmak‘a sonsuz sevgiler. O olmasaydı bu site hiçbir zaman bu günlere gelemezdi.
Yeni Harbiyiyorum.com ve yeni dönem hayırlı ve de uğurlu olsun.
Vesselam!
CEO / Founder – Ehe:) – Acaba hangisini önce yazsam daha havalı?-
Salih Seçkin Sevinç
Hayırlı uğurlu olsun! Önce hafif sonra daha ciddi yorumlarımı iletmek isterim.
Sık sık değişiklik yapmakta olduğunu gözlemledik ve takdir ettik. Bahsettiğin tebrikleri aldık galiba. :)
Ayıptır söylemesi bölümünü çok beğenmiş hatta oldukça keyifli bulmuş ve bir katılımcısı da ben olmuştum. Milletin backlink’e ihtiyacı olmaması ihtimalinin dışında belki de benim ve dilekita’nın yaptığı gibi insanlar ayıp şeyler yapmıyordur, kim bilir? :)
Bu arada “CEO/Founder’in hangisini önce yazarsam havalı olur?” sorusunun yanıtı bence “CEO & Founder”… ;)
Kan değişikliği zamanı gelmişti. Harika olmuş, takipteyiz
Çok teşekkürler Erdi.
Şimdi de ciddi yorumlar…
Misyonu tamamladık görüşüne kısmen katılıyor, kısmen katılmıyorum. Tamam 4SQ ve Zomato gibi platformlar artık mekanlar için bir fikir veriyor belki ama insan illa güvendiği görüşlerinin uyuştuğu kişilerin tavsiyelerini arar, arayacaktır. Benzetmek gibi olursa, bir günlük tüketim için dinlenen şarkılar ve şarkıcılar var, bir de klasikleşen dinledikçe dinlenilen şarkılar ve şarkıcılar. ;)
Gelinen noktada blog yazarlarına “her çağırılan yere gelir” yaklaşımının olduğunu ben de görüyor ve hoşnutsuzluk yaşıyorum. Ancak bugün instagramda patlayan yeme-içme hesapları ile her yerde blog yazarları zaman içinde doğal seçilim (seleksiyon) sürecine girecektir ve düzenli olarak yazan ve takip edilen belirli bir sayıda, başat olanlardan sayılı miktarda kalacaktır.
Değişim iyidir, gelişmek ve geliştirmek hayatımızın her alanda düsturu olmalı. Bu inançla yaşayan ve sürekli yeniyi arayan birisi olarak, tanıştığımızdan bu yana sürekli yenilikleri aramanı görüyor, takdir ediyor ve tebrik ediyorum.
Sözün özü hayırlı ve helal olsun! ;)
Çok thx Mr. Mide Mühendisi. I love you.
Hayırlı olsun! Keşfedildiği ilk günden beri sıkıca takip edilen, hatta ilham vererek blog sahibi yapan Harbiyiyorum, yeni tasarımıyla ‘Harbi’ iyice içinde kaybeden bir site olmuş! Başarılarınızın devamını diliyorum, gelişiminizi keyifle takipteyim!
P.S: İlginizi çekebileceğini düşündüğüm, yeni başlığım ‘Cooking With Gordon Ramsay’ e yorumunuzu alabilirsem pek Bi mutlu olurum :)
http://www.kafambionline.com/2014/08/cooking-with-gordon-ramsay-1-kozlenmis.html
Çok sevgiler!