Deniz Börülcesi Nedir?

Son yıllarda özellikle deniz ürünleri restoranlarının mönülerinde sıklıkla rastladığımız ancak hala çoğumuzun denemekte tereddüt ettiği bir mezemiz var: Deniz börülcesi! Ege’nin incisi, Akdeniz’in gözdesidir de, peki aslında nedir, neyin nesidir bu deniz börülcesi?

Adından da anlaşılacağı üzere, deniz kıyısına yakın yerlerde (özellikle de deniz gel-gitinin
yoğun olduğu kıyılarda) yetişen, yeşil mi yeşil, tuzlu mu tuzlu, tuhaf mı tuhaf bir bitkidir deniz börülcesi.

(Bir de fasulyeye benzer bir börülce çeşidi var bunu onunla karıştırmamak lazım) Üstüne eklenmiş gibi görünen dallarıyla, yapraksız ama yeşile boyanmış yumuşak bir ağaç dalına benzer.

Bu ıspanakgiller ailesinin az bilinen üyesi, görüntü olarak ıspanaktan çok, seksi bir yosunu
andırmaktadır. Kurşun otu veya tuz otu olarak da bilinir ve ülkemizde en çok Gökova, Muğla
çevresinde yetişmektedir.

[wdi_feed id=”1″]

Deniz’den babanız çıksa yiyin diye boşuna dememişler! Denizin tüm yararlı minerallerini içine
hapseden bu bitki iyotça da epey zengindir. Hem bu minerallerin hem de yoğun miktarda
içerdiği B ve C vitaminleri sayesinde vücudunuzda bir çok hormonun (başta tiroid olmak
üzere) işleyişini düzene koymanıza yardımcı olur.

Ama işin asıl ilginç yanına gelecek olursak, deniz börülcesi çok yararlı olup da tadı güzel olan pek az şeyden biridir.

Çiğken tadı epey kötü (evet, denedim!) Nasıl desem, evlat olsa sevilmez. Ama haşlanıp da suyu taşım taşım atılıp meze haline geldiğinde içinden bambaşka bir şey çıkıyor yahu! Eksi, hafif tuzlu ve ağızda doygun bir his bırakıyor. 15 dakika kadar haşlayıp ayıkladıktan sonra sarımsak (ezmeyin, minik minik
doğrayın) ve hakiki zeytinyağıyla harmanladığınız limonu üzerine gezdirmeniz yeterli. Yalnız
deniz kenarında kala kala kendini balık sanmış, kılçıklı bir sebzedir kendisi. Haşladıktan sonra
kılçığından ayıklamazsanız, hoş olmayan sürprizlerle karşılaşabilirsiniz.

Eskiden fakir yemeği olan deniz börülcesi, artık gurme meyhanelerin baş tacı haline gelmiş durumda.
Yapılışının çok kolay göründüğüne aldanmayın, sosun ayarını tutturamayınca büyük hayal
kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bu yüzden ilk kez deneyeceklerin muhakkak bunu iyi yapan bir
yerde denemelerini öneririm. Ayrıca kılçıklarının ayıklanması ve aşırı tuzdan arındırılması çok önemli.

Alternatif olarak, haşladıktan sonra sirke ile birlikte salatanıza da ekleyebileceğiniz gibi,
damak zevkinize bağlı olarak bir kaç çeşidini daha deneyebilirsiniz. Örneğin nar eksisi ve ceviz
seviyorsanız, klasik tarife bunları da ekleyerek lezzetli bir aperatif ortaya çıkarabilirsiniz. Ya
da benim gibi üzerinde yoğurt ve pul biber sosu olan her şeyi sevenlerdenseniz, sarımsak ve
limon ekledikten sonra bu sosla da deneyebilirsiniz. Ayrıca renginin yeşil kalması için pişen börülceleri kevgir yardımıyla tencereden alın ve soğuk suyun altına tutun.

Son olarak en lezzetli halinde yemek istiyorsanız, her şeyde olduğu gibi mevsiminde yemeniz
gerektiğini; mevsiminin de ilkbahar-yaz olduğunu eklemeyi unutmayalım.

Eh, o zaman afiyetle…

Foto: elmayanak.com