Ekici Peynirleri ile Kıbrıs’taydık

Geçtiğimiz hafta Ekici Peynirleri ile Kıbrıs’a, yine Ekici’nin hazırladığı uzun soluklu bir proje olan #EkiciLezzetHikayeleri vesilesiyle gittik. Tek gece kaldığımız Kıbrıs turumuzda dolu dolu bir program bizi bekliyordu. Bir güne bir sürü lezzetli sofra, atölye çalışması, arkadaşlık ve tatlı sohbeti sığdırdığımız gezide bu lezzetli hikayenin bir parçası olduğumuz için çok mutluyuz. Şimdi size Kıbrıs’ta geçirdiğimiz yirmi dört saati dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışacağız.

Ekici Lezzet Hikayeleri Nedir?

Hikayesi Konya’da başlayan ve kurulduğu yıldan itibaren her yıl büyüyen bir aile işletmesi olan Ekici bu yıl 60. yılını kutlayan Türkiye’nin lider peynir üreticilerinden biri. Dile kolay, 60 yıl köklü bir işletme için önemli bir mihenk taşı. İşte bu yüzden Ekici Peynir ahde vefa bir proje gerçekleştiriyor ve peynirin kullanıldığı farklı coğrafyalardaki farklı tariflerin peşine düşüyor. Biz de bu uzun soluklu projenin Kıbrıs ayağında yerimizi aldık. Proje tamamlandığında ortaya çıkacak kitabın içeriğinin bir adımına şahit olmaktan ötürü de kıvanç duyuyoruz.

[wdi_feed id=”1″]

Kıbrıs gezimizde duayen şef Eyüp Kemal Sevinç bize mihmandarlık yaptı. Eyüp Şef ve Ekici Peynir’den Elçin Ekici Öztürk bizi sabah uçağımızdan iner inmez birlikte karşıladılar ve bakınız sonrasında olaylar şöyle gelişti…

Büyük Han, Selimiye Cami, Bandabuliya ve Sedirhan Restoran

Lefkoşa’da hızlıca ve kısa bir kültür turunun ardından Sedirhan Restoran’da öğle yemeğine oturduk. Tabii ki Kıbrıs lezzetlerine Ekici Peynirleri eşliğinde hızlıca bir giriş yaptık. Buyrunuz buradaki gezimizden kareler…

Argonya Cafe Workshop

Efendim, işte dananın kuyruğunun koptuğu yer burası. Argonya Kıbrıs’ta kahvaltıları ile ünlü bir cafe. Eyüp Kemal hocamız bizi alıp burada size Kıbrıs’a özgü bir ekmek olan “Bitta” yaptıracağım dedi. (Bu arada derun ilmi araştırmalarım sayesinde bu ekmeğin Bitta diye yazılıp, Bidda diye seslendirildiğini de öğrenmiş oldum.

Şöyle gelişti; hamuru elimizle açıp hababam su ekleyerek yoğurduk. Lakin bu Bitta denen ekmeğin mevzusunda bir aşure havası var. İçine elinizde ne malzeme varsa koyuyorsun. Mesela hellim veya başka peynir çeşitleri ya da mesela zeytin -ki Kıbrıslılar burada işlenmiş zeytine Çakıstez diyor- ceviz, kuru üzüm ya da buna benzer herhangi bir nevale. Böylece elinizde, böldüğünüz zaman içinden peynirler ve bol malzemos fışkıran bir ekmek oluyor. Mesela ben eğer o esnada bulsaydım içine kesinlikle Samarella ve  Ekicinin hellim peynirinden koyardım. (Harbiyiyorum Spesiyal Bitta)

Böylece yaptığımız Bittaları fırından alıp Girne’deki otelimize yerleştik. Daha sonra da serbest zaman vardı ve biz her zaman olduğu gibi en faydalı aktivite olan alışveriş sporunu yapmayı tercih ettik. Çok eğlenceliydi. Gevşemiş alışveriş kaslarımızı tekrar kuvvetlendirdik. Akşam tekrar toplaştık ve bu kez Bellapais Manastırı gezisine gittik. Güneş batmak üzereydi ve bizler de gevşemek için bahane arıyorduk…

Sonra da Eyüp Kemal Sevinç bize süper bir sürpriz yaptı. Gerçekten bu güne kadar tanıdığım en babacan hem de en özel şeflerden biri olan Selim Yeşilpınar’ın restoranı olan Bellapais Garden Resort & Restaurant‘a götürdü. Herhalde “Fine Dine” denilince aklıma bundan sonra ilk burası gelecek. İşin “Fine” kısmının da kesinlikle şefin kendisi ile ilgili olduğunu öğrendiğim bu restoranda harika lezzetlere sahip bir akşam yemeği yedik. Selim şefim sağolsun bize her yemeği detaylı bir şekilde açıkladı. Kendi özel yapım şarabından ikram etti ve ömrü hayatımda ilk kez yediğim hellimli bir tarhana çorbası ikram etti. Yalnız yok böyle bir tarhana çorbası. Muhteşemus! Zaten hafızama çivilendi kaldı. Sırf onu içmeye gidersin, o derece.

Böylece gece güzel tanışmalara, sohbetlere ve de tarif keşiflerine gebe oldu ve Ekici Peynir kelimenin tam anlamıyla Kıbrıs’ta tattığımız lezzetlerin üzerine bayrağını dikti. (Aşağıdaki fotoğrafta da görebilirsiniz.) Yapımda ve yönetimde emeği geçen herkese teşekkürlerimizi iletiyor ve buradan bir kez daha sevgilerimizi gönderiyoruz. Başka lezzet dolu seyehatlerde görüşmek üzere!