Kenji San’dan Divan Maromi’de Suşi Yapmayı Öğrendik (Yani Galiba)
Üstad Kenji San‘ın davetiyle Divan oteli içerisinde bulunan Maromi’de sushi atölyesine gideceğimizi öğrendiğimizde gözümüze uyku girmedi vallahi. Zira Kenji Kume Türkiye’deki sayılı “Japon Yemekleri” ustalarından bir tanesi. Bir de her ne kadar 12 yıldır İstanbul’da yaşıyor olsa da hala Japon.
Maromi tam Japon mimarisi tatlarına sahip bir restoran. Cam üstadı Robert DuGrenier’in tasarımları ve pop-up avizeleri ile dekore edilmiş mekan sizi adeta bir tapınak atmosferine sokuyor. Böylece Sushi’nin kutsal bir yiyecek olduğunu da idrak etmeniz için ekstra çaba sarf etmenize gerek kalmıyor.
Biz Kenji San‘ın atölyesinde “sushi yapmayı öğrendik galiba” diyoruz, çünkü her ne kadar sushi yaptığımızı düşünsek de işin %95’ini zaten hazır bir şekilde önümüzde bulduk. Zira “sushi yapmak” gerçek manasıyla çok zahmetli bir iş. Efendim evde yaptığımız pilavı daha doğru düzgün demleyemezken, sushi pilavını hazırlamak için önce 10 yıl disiplinli bir eğitimden geçmek gerekiyor. Bir de balık seçmek var. Balığın kemiğini Kenji Kume‘nin yaptığı gibi tek hareketle gövdeden ayırmak var. Hazırladığınız sushiye elinizde civciv varmış gibi davranma hassasiyetini öğrenme gerekliliği var. Var da var.
Kısacası biz sadece sushi sardık (Yine de belirtelim. Dolma sarmaktan zor) ve işin eğlencesini idrak ettik. Şimdi mesela bundan sonra Kenji’nin atölyesine katılan kaç kişi birbirini akşam eve sushi yemeye davet edecek göreceğiz bakalım. O yüzden sushi ustalarının ellerinden öpmek ve bayramlarda ziyaretlerine gitmek lazım. Kolay iş değil. Kenji San’a buradan ne kadar “Arigato” desek azdır.
Atölyede çok güzel sushiler hazırladık dostlar. Şu yukarıda gördüğünüz Temari Sushi mesela. Ben yaptım. Bu eğitimden sonra favori sushim budur. Birileri pirinci hazırlarsa bundan böyle hep yaparım. Vallahi patlamış balon lastiğini çevirerek minik balonlar yapmak gibi bir çağrışım yarattı bende.
Efendim dönelim atölye katılımcılarına. Şimdi atölyede hem mutfakta maharetli arkadaşlarımız, hem de eli doğru düzgün bıçak tutamayan (Öhüm!) arkadaşlarımız vardı. Lakin Kappa Maki yaparken arkadaş herkes anasının karnından hıyar kabuğu soymasını öğrenmiş de öyle dünyaya gelmiş gibiydi. Bu kadar mı iyi hıyar kabuğu soyulur?! Dexter’mısınız mübarek. Buyrun size “Hıyar Kabuğu Soyma” fotoları…
Çok az bir fireyle ama tek seferde yapılmış muhteşem bir iş yukarıdaki yakışıklı arkadaşımızdan geliyor. Kendisi Japon değil ama Capon olduğunu iddia ediyor. Hak vermemek elde değil.
Şu görüntü bizi Jan Vermeer’in tablolarını anımsattı. “Salatalık Soyan Adam” Sanki Vermeer’in modern versiyonu gibi. Maşallah!
Hıyarı en iyi soyan Özenç Anar’dı. Nam-ı diğer Löplöpçüler. Baksanıza çarşaf gibi çıkarmış yemin ederim. Eh, löplöpçülerden beklenen hareketler tabii bunlar. Şaşırmıyoruz.
Neyse devam ediyoruz. Elbette biz sadece hıyar soyan insanlar olarak oraya katılmadık. Zira oraya oldukça elit ve entellektüel bir grup olarak toplaşmıştık. (Hai!) Sushi pilavını çok iyi pişireceğimize %100 kanaat getiren hocamızı sorularımızla terletmeye başlamıştık bile. Bu sebeple “üstün bir grup”la karşı karşıya olduğunu hemen fark eden sevgili Kenji San daha temel konularda eğitime yöneldi. Efendim, hiç vakit kaybetmeden moleküler ve atom altı anlamda sushiyi incelemeye koyulduk. Sushide kuantum ve fotonlar, Schrödinger’in Kedisi, (A arkana bak, sushin yok olmuş!) Japon mitolojisi ve tarihine giriş yaptık. Ayrıca hocamız bize “Bir hayvan olarak insan, bilinçaltı düzeyde balığın antropolik gelişimi ve sushi dengesi” gibi dikey derinlemesine konuların tamamını flip chartında detaylı bi şekilde anlattı.
Bunca ilim üzerine artık şirinleşebilirdik. Şirinleştik de. Kenji ustamızla fotoğraflar çekilmeye başladık. Özçekimler (Selfie) yaptık. Hatta içimizde kimonolu Momiji bebekler ortaya çıkararak Kenji San üstatla pozlar veren arkadaşlarımız bile oldu. Bakınız aşağıdaki fotoğrafta meşhur Handeledim‘den Hande, sarı kimonolu Momiji’si ile birlikte üstat Kenji San aynı karede poz verirken.
Birileri işin şovundayken (hehe) hemen aşağıda Mutfaklara Şenlik‘ten Salih Enes Özbayoğlu bey efendi hazretleri ayakta pür dikkat çalışmaya devam ediyor. Yalnız adamın gerçekten yemek yaptığı çok belli değil mi?
Neyse efendim son olarak benim havyarı bol bulunca sapıttığım California Temaki‘ye bir göz atmanızı rica edeceğim. Temaki’yi külahta dondurma gibi tutmam, tamamen kültür farkı ile alakalı. Yanlış olmasın. (Kenji hocam siz bu fotoğrafa bakmayın lütfen)
Şaka bir yana. Gerçekten çok önemli bilgiler edindik ve atölye son derece keyifli/öğretici geçti. Kappa, Sake Maki, Boston Roll, California Temaki ve Temari Sushi’nin her birinin nasıl yapılacağını Kenji Kume ve yardımcısı Çağrı Teker hanımefendi bize sabırla öğrettiler. Yaptığımız sushilere kalp ve çiçek şekli verir bir hale gelmiştik. O derece!
Son olarak Sushi üzerine gerçekten derinleşmek ve nasıl emek gerektiren bir yiyecek olduğunu daha iyi anlamak isteyenler için “Jiro Dreams of Sushi” belgeseli izlemelerini öneriyoruz ve bu güzel atölye çalışması yapımında ve yönetiminde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz.
Ayrıca otel restoranı diye çok pahalıdır algısı yaşamayın. Maromi’de fiyatlar dışarıda yiyeceğiniz sushi fiyatları ile eşdeğer. Gidin adam gibi Japon’undan ekstra amibansı ile birlikte suşilerin ve diğer Japon yemeklerinin tadına varın. Bento Box menu söyleyin mesela. Keyfini çıkarın.
Maromi’deki Kenji Kume atölyesi ile ilgili bu yazı bana yetmedi diyorsanız.
– Fotoğraf parodimiz için buradan.
– Pinterest albümümüz için buradan.
– İzlesene.com’daki Maromi videolarımız için buradan.
Not: Önümüzdeki hafta bizim evde toplanacağız. Ben herkese Temari Sushi yapacağım. Bir tanesinin de içine altın koyacağım. Altın Günlerinde yeni bir açılım başlatmak istiyorum.
Harbiyiyorum selam eder!
“Domo Arigato Kenji San!”
Tekrar istiyoruz. Tadi damaklardan taştı aktı, o derece keyfliydi.
:) Duy sesimizi Kenji San!