Tüh Taze Direkt Battı! (mı acaba?)
2015 yazında (efsane) Çiğ Köfteci Ali Usta kapandı! Eski dükkanının yerine -pasajın oraya- gittim. Önünde bir işporta tezgahı…Satıcı çocuğa sordum;
“Ne oldu?”
“Kapandı abi. Bir daha açılmayacak!”
“Kapandı.” tamam da, “Bir daha açılmayacak!” lafzı olmadı. Yani ben kendime yediremedim. Nitekim Çiğ Köfteci Ali Usta’yı Harbiyiyorum’da ilk olarak 2012’de yazmışız. Sonrasında videolar çekmişiz falan. Bir de İstanbul yeme-içme piyasasının en renkli simalarından biri. (Sayın Aslanoba gitmediyseniz bir an önce Çiğ Köfteci Ali Usta’ya gidiniz lütfen! Ya da biz sizi götürelim…)
Ali Usta’nın kapanması saçma geldi! Bunca müşterisi olan, renkli, beyaz yakalı herkesi mum gibi elinde torbayla sıraya dizen Ali Usta; kapanır ama bir daha açılamaması gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Olamaz! (Allah gecinden versin ölmedikçe tabii.)
Biraz araştırdım. Cep telefonu numarasına kadar buldum. Köyüne dinlenmeye gitmiş. Muzip, zeki ve tüccar bir adam. Kapattığı dükkanı açmaması gibi bir durum yok ama “deli kafasıyla bunu da yapabilir mi?” diye de düşünmedim değil hani. (Ne de olsa Çiğ Köfteci Ali usta oğlum olur!)
Kendisini aramadım. Ama kapatmayacağını da anladım tabii. Bir pazarlamacı refleksiyle ben de Harbiyiyorum’da bunu önce haber yaptım ve sonrasında Change.org da saçmasapan bir kampanya başlattım. Sırf pazarlama olsun ve pazarlama biliyorum diye… O renkli ya, biz de bağımsız medya olarak gayet renkliyiz hani, o yüzden.
Sonra efendim, geçtiğimiz Perşembe günü Tazedirekt’ten bir mail geldi. “Kapandık!” diye… Herkes bir anda şoka girdi tabii.
Webrazzi her zamanki soğuk ve “Ne etliye, ne sütlüye” havasıyla duyurusunu yaptı. Sosyal medya kaynadı. Konvansiyonel medya konuyu gündeme aldı ve duyurdu. Konuşmalar başladı:
“Ama radyo spotları devam ediyor!”
“30 milyon yatırım yapmışlardı! Yuh!”
“Ne 30’u olm, 35 milyon!”
“Heee. Oha!”
“Abi nasıl ya?”
“Eee, bugün eve sipariş verdim. Onlar gelecek mi acaba?”
“Geçen gün söylediğim maydanozlar pörsümüş geldi zaten! Ondanmış demek!
“E, iki ay önce 1.yaş gününü kutladılar. Şu kadar büyüyeceğiz falan diyorlardı basına.”
“Kasım’da Webrazzi’de 2016’da 7 misli büyüyeceğiz falan yazıyordu!”
“Olm hiç kazanmamışlar ya lan!”
“Siteye hiç girilmiyor! Böyle mi kepenk indirilir lan?”
Ya da daha entellektüel örnek verecek olursak;
“Hocam şimdi Aslanoba’nın danışmanları var. Bunlar ona çizdiler resmi direk. Baktılar grafikte operasyonel maliyetler ile ciro arasında eksponansiyonel bir artış bile yok. Çat! Aslanoba kapattı gitti!”
gibi cümleler kuruldu.
Bu konuşmaların üzerine tam da mailin akşamına Tazedirekt’te çalışan arkadaşlarımız Facebook hesaplarından “Kapandık!” şeklinde net mesajları yayınlamaya başladılar. Biz de altına taziye mesajlarımızı iliştirdik.
“Çok üzüldük!”
“Ya ne olur kapanmasın!”
“Geçmiş olsun!”
“Şaşırdık!”
“Abi nasıl olur?”
“Allah yardımcınız olsun!”
“Site mi hacklendi lan yoksa!”
falan gibi…
Ertesi gün Instagram’dan Tazedirekt hesabına son postlarınının altına daha önce almadıkları kadar çok yorum/etkileşim aldılar.
“Ne olur tekrar açın. Aylık abonelik bedeli vermeye bile hazırız!”
“İnşallah en kısa sürede tekrar açılırsınız!”
“Tazedirekt’siz nasıl yaşıyor muşum, bilmiyorum!”
diye uzayan 900 küsur yorum…
Bir sürü insan işsiz kalmış, ekmeğinden olmuş, ekşisözlük’te (12. sayfadan sonra 37’ye fırlayış bunun etkileridir) yazılar kabarmış; her alandan değişik insanlar çeşitli bloglarda yazılar kaleme almaya başlamıştı bile.
Sonra baktım ki her gün akışıma yazılar düşüyor. O kadar çok yazı yazıldı ve o kadar çok analiz yapıldı ki ben şok, ben kayıp! Alanında uzman olan/olmayan herkes bir iki şey söylemeye başladı. Öyle ki SEO’cular bile saçmasapan yazılar verip veriştirmeye başladı.
Bir de ne göreyim! Üstüne Change.org’dan Tazedirekt Kapanmasın! diye bir kampanya başlatılmış.
Eh, bütün bunlar bana “Çiğ Köfteci Ali Usta” ile ilgili hikayemi anımsatı bana.
Sevgili Tazedirekt, hadi artık, bu hafta içinde “Sizden gelen mailler ve yoğun ilgi üzerine kapatmadık!” diye duyur ki işin suyu çıkmasın… Server bakımı yaptın, güvenliğini artırdın, arayüzünü yeniledin, PR’ın anasını ağlattın, insanları yalvarır, neredeyse aylık abonelik bedeli verecek hale getirdin v.s. v.s.
Hadi oyalama artık bizi. Açıldığını bu hafta ilan et artık. Ne sen zorlan ne de biz yalancı durumuna düşelim. İyi eğlendik hepimiz!
*Sayın Aslanoba sen de artık Harbiyiyorum’a yatırım yap :) Bak her şeyi biliyoruz… Aylık bir milyon sayfa görüntülemeye ulaştık. Bu yazıyı burada paylaştıktan sonra diğer bütün mecralarımızla bu yazıyı senin de karşına koyuyor olacağız.
Sevgilerimizle…
Not: Merak edenler için Çiğ Köfteci Ali Usta eski mekanına 50 metre uzakta yeni ve daha büyük yerinde hizmet vermeye devam ediyor. 3 ay sonra dükkanını tekrar açtı!
:)