Bodrum’da 1 Haftada Neler Yedim
İstanbul’a döndüm. Lakin geçen hafta da söylediğim gibi bu hafta yine Bodrum seyahatimde gezip gördüğüm yerlerden, yeniliklerden bahsedip Bodrum yazıları serimi kapatıyorum.
İşte geçen hafta gezdiğim yerler;
KOYVER BODRUM
Genç kadın bir girişimcinin aile sıcaklığında mekanı. Bodrum merkezde özellikle lezzetleri ile en sevdiğim mekanlardan biri oldu. Sahibesi Şule Hanım klasik, bildik mezelere zarif dokunuşlarla yeni bir yorum katmış. Çok da iyi yapmış. Ayrıca ara sıcaklar, porselen tabaklarda pişirilen etler ve balıklar, “yemek” konusunda tüm bildiklerinizi yeniden gözden geçirmenizi sağlıyor.
Mutlaka gidin.
PIZZERIA C’E PIZZA RESTORANI
Sevgili hocam Hüseyin Nazlıkul’un tavsiyesi üzerine gittim. “Git bak bakalım, Türkiye’de daha önce böyle pizza yedin mi?” demişti. Gerçekten gidince hocamın ne demek istediğini çok iyi anladım. Bu pizza bir başka!
Israrla üst üste iki kez Salı günü gitmiştim ve mekan Salı günleri 17:00’de açıyordu. Neyse ki tam Bodrum’dan dönüş günümde Pizzera C’e yi açık yakaladım. Sabrın sonu selamet… Tek kelimeyle enfesti.
Pizzeria C’e’yi de Bodrum lezzetleri listenize mutlaka alın.
Cahit Bey ve eşinin ayakkabı imalatından başlayıp da İtalyan pizza restoranı işletmeye kadara uzanan hikayelerini de dinleyin.
Not: Soran çok oluyor ki kağıt servislerin üzerine hikayelerini yazmışlar…
ARNAVUTKÖY BALIKÇISI
İstanbul’daki meşhur Arnavutköy Balıkçısı’nın Bodrum şubesi. Türkbükü’nde denize sıfır iskele üzerinde, kusursuz hizmet ve romantik bir gün batımı yemeği için eşsiz bir tercih.
Kokteyl seviyorsanız, mekanın tam ortasında bulunan kokteyl barı da yemeğe başlamadan önce ya da yemek sonrasında size oldukça keyifli dakikalar yaşatacak.
Not: Hayatımda ilk kez bir mekanda üç tabak levrek marin yedim.
GANJ TÜRKBÜKÜ
İşletme bu yıl el değiştirmiş ve gerçekten ilginç atılımları var. Mesela Türkbükü’ne demir atmış çevre teknelere ve yatlara sushi servisine başlamışlar. Bu da Bodrum’da, hatta belki Türkiye’de bir ilk!
Ayrıca Cuma, Cumartesi günleri Ganj’a gidenleri Sushi Bar’da ücretsiz sushi ziyafeti bekliyor.
OLİVKA BALIK ÇİFTLİĞİ
Bu seyahatte beni en çok şaşırtan yerlerden biri. Milas’ta Avşar Köyü yakınında hiç deniz olmayan bir alanda, deniz suyu ile tuzlu su balıkları üreten devasa bir üretim tesisi… Balığı yumurtadan alıp son kulanıcıya ulaştıran bir deniz tarım arazisi. Bütün tesisi gezdim, süreçleri hayretle izledim. Hatta tüylerim diken diken oldu, gurur duydum.
Olay o kadar heyecan verici ki, kendinizi adeta bir bilimkurgu filminde gibi hissediyorsunuz. Yerin 70-80 metre altından deniz suyu çıkararak dönümlerce arazi üzerinde deniz ekosistemleri inşa ediliyor ve canlı balık tarımı yapılıyor. Levrek, çipura, granyöz, sinarit, trança ve mercan yetiştirilen tuzlu su balıklarından bazıları… Burayı gördükten sonra insanoğlunun gelecekte Mars’ta bırakın yaşamayı, balık yiyebileceğini bile rahatlıkla söyleyebilirim.
…VE YILAN BALIĞI
Bodrum dönüş yolum Söke üzerinden oldu. Hal böyle olunca Bafa gölünde not aldığım yılan balığı ızgara yapan göl kenarındaki restoranlara uğramak da şart oldu.
Bafa gölü tuzlu suya sahip büyük bir göl. Büyük Menderes ile Ege Denizi’ne bağlanıyor. Buraya gelen yılan balıklarının da uzun ve yorucu bir hikayesi var.
Nereden mi geliyorlar? Ta Meksika Körfezi’nden… Atalarının geleneğini takip eden yılan balıkları içgüdüleriyle tam 11.000 km yol yaparak Bafa Gölü’ne ulaşıyor. Bu yüzden yılan balığı avcılığı da bölgenin önemli geçim kaynaklarından biri olmuş.
Bafa gölü çevresindeki restoranlar yılan balığının sadece ızgarasını yapmayı biliyor ve ellerindeki bu değerli malzemeyle çok da başarılı lezzetler sunamıyor. Yine de pas geçmeyip bir tadına bakın derim.
Merak edenler için ben yılan balığını Bafa Gölü Gölbaşı Canlı Balık Restoran’da yedim.
Evet… Böylece Bodrum bitti. Bakalım önümüzdeki hafta nerelerde, ne lezzetler ile şaşıracağız?
Sağlık ve afiyetle kalın.
Salih Seçkin Sevinç
*Bu yazının orijinali ilk olarak 16.08.2020 tarihinde Odatv‘de yayınlanmıştır.