Bir Restoran Yıkıldı, Bir Restoran Açıldı! – Millocal Restoran – Kapadokya
“Bir restoran yıkıldı, bir restoran açıldı! Öyle kolay olmuyor tüm bunlar” dedi Birge Turizm A.Ş. yönetim kurulu başkanı Serkan Başar, yeni Millocal Restoran’ın açılış yemeğinde geçtiğimiz Çarşamba akşamı…
Neden kolay olmadığı ve neden bir restoranın yıkılıp yeni bir yerde en baştan inşa edildiği konusuna yazımın sonunda değineceğim ama önce size yeni Millocal Restoran’ın Kapadokya’ya getirdiği yenilik ve değerlerden bahsedeyim.
ALTI BOŞ
Bilenler bilir;
Kapadokya’nın Yozgat’tan esinlenerek öne çıkardığı bir tek yemeği vardır: Testi Kebabı. Bunun haricinde dişe dokunur bir yemek bulmanız neredeyse imkansızdır.
Burada bulunan lüks otellerin kendi restoranlarında yemekler Fransız ekolüdür. Kuşkonmazlı, dömiglas soslu antrikotlar, renkli ve elegant tabaklarda Kapadokya ve Anadolu’ya ait olmayan kimliksiz yemekler yersiniz. Yedikten sonra da zaten hiçbiri aklınızda kalmaz. Bazen de ihtişamlı görünen bir otelin lobisinde bir tost ve bir portakal suyu söyleyip, vasat altı bir lezzete ve meyve suyuna fahiş fiyatlar ödersiniz.
Anlayacağınız; ne ederi ederdir, ne de gideri giderdir.
İkram edilen tabiat, doğal güzellik, ihtişam, lüks ve masalsı yaşamın gastronomik anlamda altı hep boştur.
İşte yeni Millocal Restoran daha önce Kapadokya’da kimsenin yapmadığını yapıyor ve Şef Çiğdem Seferoğlu ile anlaşarak yeni restoran menüsünü oluşturmak için öncelikle bu topraklara ekilen tarım ürünlerini, üreticileri, üretilen yerel değerleri yerinde incelemek ve notlar almak adına düşüyor yollara.
Daha sonra oluşturdukları menüde şu isimde (hepsini saymayacağım) yemekler ortaya çıkıyor:
Atomlu Nevşehir Patatesi, Domates Soslu Ev Eriştesi, Maraş Biber Reçeli ile Üç Peynirli Çıtır Börek, Kuru Cacık ile Mücver, Ankara Çubuk Turşusu ile Ilık Humus, Kayseri Pastırması ile Güveçte İspir Fasulyesi, Yüksük Çorbası, Kuzu İncik ve Taze Otlar ile Ankara Tavası, Divle Obruk Peynirli Patlıcan Beğendi Yatağında Uzun Pişmiş Dana İncik, Mevsimine Göre Lahana, Pazı ve Asma Yaprağı ile Etli Sarma…
Bir iki tane de tatlı sayayım; Tahin ve Manda Kaymağı ile Fırında Kabak Tatlısı, Cevizli ve Pekmezli Un Helvası…
İsimleri bile kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Hepsi yerli ve aslında primitif sayılabilecek yemeklerimizin akl-ı selimce tertiplenmiş hali.
ÖRNEK BİR MENÜ
Açılış gecesine dönelim;
İrem Derici’nin de sahne aldığı yeni Millocal Restoran açılış gecesinde Şef Çiğdem Seferoğlu sahneye çıkarak “Bundan böyle Kapadokya gastronomisi denilince aklımıza sadece ‘Testi Kebabı’nın gelmeyeceği, yine bu topraklara ve Anadolu’ya ait değerlerle özel bir menü hazırladık” dedi.
Tadım gecesi ve sonrasında üç aşağı, beş yukarı menüdeki tüm yemekleri denedim. Alper Kankılıç, Zümrüt Karaduman ve Çiğdem Seferoğlu tam olarak dediklerini yapmışlar. Gerçekten Kapadokya’da bir ilki gerçekleştirerek bundan böyle bu toprakların değerlerinden oluşan, ev yemeği sıcaklığında örnek bir menü çıkarmayı başarmışlar.
Millocal Restoran ekibini can-ı gönülden tebrik ediyorum!
“BİZİ FELÇ ETMEK İSTEDİLER”
Gelelim yazımın başında bahsettiğim konuya: “Bir restoran yıkıldı, bir restoran açıldı!” mevzusuna.
Bu yaz Temmuz ayında Kars’tan dönerken Uçhisar’daki Millstone Cave Suits’in sahibi Alper Kankılıç beni aradı. Sesi titriyordu. “Abi restoranımızı bugün yıkmaya geldiler. Elimiz kolumuz bağlı. İnanılmaz üzgünüm!” dedi.
Butik Millstone Mağara Oteli’nin hemen önünde kendi halinde 50-55 kişi kapasiteli bir restorandı Millocal Restoran.
“Tam 182 şikayet almışız Salih” dedi bana telefonda Alper Kankılıç… “182… Düşünebiliyor musun? Valiliğe, CİMER’e, İlçe Jandarma’ya, yani şikayet edilebilecek her yere şikayet etmişler bizi. Tam anlamıyla bizi felç etmek istediler. Gelip Uçhisar’da bir tek bizim restoranı yıktılar.”
Neyse;
Mayıs ayında Oda TV’de “Bozcaada’ya Neler Oluyor?” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Çanakkale’deki Yalova Restoran’ın da Bozcaada’ya yaptığı yeni restoranın açılışını yine şikayetlerle nasıl engellediklerini, Ada Kafe’nin sahibi Melih abiyi nasıl küstürdüklerini ve Bozcaada’daki dükkanından nasıl çıkarttıklarından bahsetmiştim.
Aslında hikaye hep aynı: Rant ve güç!
Mayıs ayındaki yazımda, rant ve güç uğruna bulundukları bölgeye kıymet katan değerli abilerimizi, ablalarımızı, büyüklerimizi heba etmemek lazım demiştim.
Çünkü bilinmeli ki, eğer onlar heba olursa rant ve güç peşindekiler esas kendi bindikleri dalı kesmiş olurlar demiştim.
Bakın, Kapadokya’da kendine has neşesi ve yorumunu katarak dişe dokunur yemek yapan Center Cafe’nin sahibi Hüseyin Örlü ağabeyimiz de bu dünyadan çoktan göçtü gitti bile.
Güzel hatırası olan değerler bir bir yitip gidiyor!
Sonuç;
Memleketin doğusunda da, ortasında da, batısında da zihniyet hep aynı. Bundan 2500 yıl önce Socrates’e baldıran otu içirip de idam ettiren kaypak, ikiyüzlülerin zihniyetinden hiç de uzak bir dünyada yaşamıyoruz maalesef.
Hep aynı hikaye; ortada iyi, devrimci, sorgulayıcı yeni bir şey varsa; “Felç edelim, linç edelim, yok edelim, öldürelim!” güdüsü hakim.
Yalova Restoran yaptığı onca yatırıma rağmen bu yıl Bozcaada’daki yeni restoranını maalesef açamadı.
Lakin bir de küllerinden yeniden doğan Zümrüd-ü Anka Kuşu gibi örnekler var.
5 ay önce yıkılarak kapatılan Millocal Restoran gibi…
Butik, kendi halinde 50-55 kişi kapasiteli bir restorandı Millocal Restoran. Şimdi ise Uçhisar’da 250 kişi ağırlayabilecek tam kapasite çalışan bir restorana dönüştü.
Yani “Bir restoran yıkıldı, bir restoran açıldı!” hikayesi budur.
Yeni Millocal ve yeni menüsü Kapadokya’ya hayırlı ve de uğurlu olsun.
**Yazının orijinali oda.tv de yayında…