Burada İçilen Çayın Hesabı Sorulmuyor – Dayılar Çay Ocağı
At Pazarı Meydanı, Fatih…
Dayılar Çay Ocağı. Kırmızı kiremitli, iki katlı tarihi bir bina. Tabelasında 1932 yazıyor.
Aynı zamanda Dayıların Yeri, Dayılar Kahvesi isimleri ile de biliniyor.
Eğer “samimiyet” bir kafe olsaydı kesinlikle burası orası olurdu. Masaları, sandalyeleri, duvarları tarih kokuyor. İçeride zaten üç dört tane masası var. Tarihi bir ayna, en az elli yıllık sandalyeler, kapının hemen üstünde hat sanatıyla yazılmış “Edep Ya Hu” tablosu ve tüm bu dekoru tamamlayan antika bir radyo. Mekana adım atar atmaz adeta başka bir zamana ışınlanıyorsunuz. Benim de öğrencilik yıllarımdaki anılarım gözümde beliriveriyor birden.
Dayılar Çay Ocağı’nda çayı küçük bardakta da büyük bardakta da isteseniz fiyatı aynı. Bu yılların değişmeyen kuralı. Ayrıca buranın en meşhur içeceği de limonatası. (Şu anda çay 2 TL, limonata 3 TL)
Buraya gelenlere içtiği çayın hesabı sorulmuyor. Müşteri kendi içtiği çayın hesabını kendi yapıyor, gücü yettiğince ödüyor. Bu da yılların değişmeyen bir kuralı. Hatta anayasası. Dayıların Yeri’nin özellikle öğrenciler tarafından tercih edilmesinin sebebi de bu.
Ayrıca yine bu bağlamda kapitalist bir dünyada anti-kapitalist duruşuyla çay-kahve bahane sohbet şahane diyen öğrencileri, edebiyatçıları ve sanatçıları cezbediyor.
Peki kim bu dayılar?
Metin, Halis ve Süleyman kardeşler. Mekanın dayıları… Bu çay ocağı onlara babalarından miras. Yine bu dayılar arasında en bilinen ve en renkli kişiliğe sahip olan ise Metin Dayı. En son yirmi yıl önce üniversitede öğrenciyken bir arkadaşımla ziyaret ettiğimde Metin Dayının çaylarımızı içip de oradan ayrılırken arkamızdan ettiği dua hala kulağımda:
“Allah sizleri annenize bağışlasın.”
Bu dua Metin Dayı’nın ayrıca oraya gelen her öğrenciye ettiği dualardan sadece bir tanesi.
Yıllar önceki ilk ziyaretimizde arkadaşım Salih’e dönüp “Yahu Salih!” demiştim. “Beni ne değişik bir yere getirdin böyle.”
Geçtiğimiz hafta tam yirmi yıl sonra üniversiteden aynı arkadaşımla eski hatırlarımızı canlandıralım diye Dayıların Yeri’ne gittik. Yandaki fırından aldığımız Sivas Katmeri’ni de çayın yanına eşlikçi yaptık. Metin Dayı’yı sorduk.
Metin Dayı vefat etmiş. Duvarda onun fotoğrafları ve hakkında yapılan haberler çerçevelenip asılmış. Bir gazeteci onun öğrencilere söylediği duayı mekanla ilgili yaptığı bir haberde manşet yapmış. Şöyle yazıyor;
“Allah seni de annene bağışlasın Metin Dayı.”
Bir güzel söz, bir güzel dilek, bir çay, bir kahve… Dostlarınla yaptığın sohbet ve muhabbet.
Bunlar asla unutulmuyor.
Metin Dayı’nın çay ocağına giden herkes işte tam da bu ortak duada birleşiyor.
Dayılar Çay Ocağı’nı ne yapıp edip bir kere de olsa ziyaret edin. Başka bir İstanbul’un mümkün olduğunu göreceksiniz.
Salih Seçkin Sevinç
*Bu yazının orijinali ilk olarak 21.03.2021 tarihinde Odatv’de yayınlanmıştır.