İstanbul’da En İyi Analı Kızlı Nerede Yenir? Hacı Ahmet Malatya Sofrası 1942, Maslak, İstanbul
Bir rivayete göre annesi içli köfte hazırlarken minik kızı da hamurları yuvarlamış ve “Hadi gari, her ikisini de suyun içine atalım da çorba olsun! Baban böyle de sever gı!” şeklinde bir çorba(msı) çıkmış ortaya. İsmi de böylece Analı Kızlı olmuş. Bir diğer rivayete göre ise ismi “Analı Kuzulu” Yani bir ana düşünün bir de kuzu. Ana kuzu kıymasını yuvarlıyor ve ismi Analı Kuzulu olur.
Biz ise size işin gerçeğini anlatalım. Malatyalı yakışıklı Mustafa Efendi sistematik olarak çok iyi içli köfte (biliyorsunuz Malatya’nın haşlanmış içli köftesi meşhur) yapan anasını çok sever, ama anasının titizliği yüzünden mutfağa sokmadığı kız kardeşinin mahsunluğuna da çok üzülürmüş. Bir gün kız kardeşinin evde kendi odasında hamurları misket şeklinde yoğurduğunu görünce “Ne yapıyon sen kuzum?” diye sormuş biricik kardeşine.
Küçük kız ne cevap verse beğenirsiniz; “Ağabeyciğim ben annemi taklit ediyorum. İçli köfte yapıyorum. Ama hiç pişiremiyorum. Tencerem yok. Bir de benim yaptıklarım onunkiler kadar lezzeti değil. Bir de daha minnak.”
“Seninkiler de lezzetli olur kuzum.”
“Ama annem beni hiç mutfağa sokmuyor ki!”
Der demez Mustafa Efendi göz yaşlarına engel olamamış ve lanet olsun şu annemin mutfaktaki titizliğine diyerek kardeşinin misket şeklinde yoğurduğu hamurları alıp anasının haşladığı içli köfte tenceresini içine boca edivermiş. Sonra durmuş düşünmüş: “Ya bu yemeğe biraz da salça atayım, rengi pek soluk!“. Kaslı kolları ile salçayı acımadan tencereye vururken sağa sola da sıçratmış elbette. Fayanslar, ocak falan hep salça olmuş. Az sonra mutfağa giren anne ocağının işgal edildiğini ve mutfağının pisletildiğini görür görmez kadınsal bir içgüdü ile yaygarayı koparmış tabii. (Rivayet o ki o zamanlar sarı bezler daha ortada yok.)
Bu canhıraş yakarışı gören yakışıklı Mustafa Efendi “Ana Ana; bu mutfağa bundan sonra kız kardeşim de girecek! Bu yemeğin ismi de Analı-Kızlı olacak. Kahrolsun anaların mutfaktaki iktidarı, yaşasın mutfaklardaki özgürlük!” diyerek nida edince bu yemek o anda Malatya’da ortaya çıkıvermiş.
Yani aslında Analı Kızlı yemeği, psikolojik temellidir ve özünde bir iktidar mücadelesidir.
İşte işin doğrusunu bir kez daha bizden öğrenmiş oldunuz.
Hasılı bir kez daha vurgulayalım. Analı Kızlı bir Malatya yemeğidir. Diyarbakır, Gaziantep, Tarsus, Kahramanmaraş, Adana bu yemeği sahiplenmek için mücadele vermiştir ama coğrafi işareti kapan Malatya olmuştur. Elbette her yörenin yoğurt yiyişi ayrıdır ama Malatya’nın Analı Kızlı’sı daha mukavvidir. Kıymalı soğanlı bulgur içli köftenin dış harcı, minnak köftelerinin ise bizatihi kendisidir. Salçası boldur. İçine nohut da eklenir. Çok katmanlıdır.
Hazırsanız ana konumuza geliyoruz. Bu yemeğin İstanbul’daki en iyi temsilcisi ise Hacı Ahmet Malatya Sofrası 1942‘dir. Yeri de Maslak’ta Türk Lezzet Müzesi içerisindedir. Adı üstünde Malatya’ya özgü yemekler hazırlayan ve bunu atadan, dededen bugüne kadar taşıyan restoranda tesadüfe de bakın ki Hacı Ahmet’in oğlunun ismi yukarıdaki hikayemize konu olan yakışıklı Mustafa Efendi ile aynıdır.
*En yeni mekanlar ve lezzetlerden haberdar olmak için Harbiyiyorum Instagram hesabımıza abone olmayı unutmayın!
Hacı Ahmet Malatya Sofrası 1942’ye gittiğiniz zaman Malatya’ya özgü Kiraz yaprağı sarması, süzme yoğurtlu tereyağlı haşlama içli köfte, Aya köfteli kulak çorbası ve Analı Kızlı bulabileceğiniz gibi, fırında pişen kavurmalar, domatesli ve patlıcanlı tavalar, kağıt kebapları ve kuzu tandırlar da bulabilirsiniz. Ayrıca en mühimi acılı yayık ayranı. Taze acı biberlerle infüze edilen yayık ayranı Malataya’nın en ikonik içeceklerinden biridir. (Bir ayranın diğer ismi de Yandım Çavuş Ayranı) Açıkçası biz de bu ayrana bayılıyoruz.
Buraya yaptığımız başlıca ziyaretlerde birçok yemeği denedik. Hepsi de leziz ve yöresel. Lakin favorilerimiz arasında Kavurma, Domatesli tava, Kuzu tandır ve Analı Kızlı var. (Bir de acılı ayran)
Yöresel yemeği çokça aradığımız ve bütün mutfakların/damakların birbirine benzemeye başladığı şu günlerde, genel teamülde çan eğrisinin ortasında kalan yemeklerin dışına çıkmak isterseniz Hacı Ahmet Malatya Sofrası 1942‘yi şiddetle tavsiye ederiz.
Yöresel yemeklerin özellikle İstanbul gibi turistik bir metropolde bu minvalde doğru temsil edilmesi çok önemli ve hassas bir konu.
Hacı Ahmet ve oğlu Mustafa’yı bu konuda canı gönülden tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
(Mustafa, Mustafa! Sen de hacı olasın. Amin.)
Hacı Ahmet Malatya Sofrası 1942
Maslak, 42 Shops D:109, Ahi Evran Cd. No:6, 34485 Sarıyer/İstanbul (Maslak 42 binası, Türk Lezzet Müzesi)
Tel: 02125474444