Ekmek Üstüne Bisküvi Sürer Misiniz?
Ekmek üstüne tereyağ sürersiniz, reçel sürersiniz, kaymak sürersiniz, fındık ezmesi, fıstık ezmesi sürersiniz peki ekmek üstüne bisküvi sürer misiniz?
Yani düşünün: Buğday tabanlı bir ürünün üstüne yine buğday tabanlı bir ürün sürüp yiyorsunuz…
Perşembe günü Beylikdüzü Tüyap’ta başlayan World Food Istanbul fuarını ziyaret ettim ve Konya’nın köklü firması GESAŞ standını gezerken “Focus” isimli sürülebilir bisküvi ürününü görünce aklımdan işte tam olarak bunlar geçiyordu.
GESAŞ, Konya’da çok büyük bir üretici. Helvadan, lokuma; reçelden, sirke ve yağlara ve fazlasına uzanan portföye sahip. Kavanozda sunulan Focus Biskeyf isimli sürülebilir bisküvisini görür görmez aklıma iki yıl evvel Amsterdam’dan dönerken eşimin havalimanından aldığı “Lotus Biscoff” sürülebilir bisküvi geldi. Çünkü Focus’un ambalajı da Lotus Biscoff’unki ile hemen hemen aynısıydı. En azından algı olarak yarattığı ilk intiba bakımından…
Eşime o zaman Lotus kavanozunu niye aldığını sorduğumda bana sadece “Çok güzel, ondan” diye cevap vermişti. Evde bir iki kez bu ithal ürünü denedim ama açıkçası bana pek de hitap etmedi. Dediğim gibi ben ekmek üstüne tereyağ sürerim, reçel sürerim, tuzlu bir şeyler canım çekerse zeytin ezmesi sürerim, krem peynir sürerim, acı biber salçası sürerim…
Tercih meselesi tabii.
Lakin yukarıda da bahsettiğim gibi buğday tabanlı bir yiyecek üzerine yine buğday tabanlı bir ürün sürmek en başta mantığıma ters geliyor. Bence ekmek arası şekerli ekmek yemek gibi bir şey. Ya da ekmek arası kurabiye
Fuarda Focus Biskeyf’i denemedim ama sosyal medya hesabımdan “Tadı nasıl?” diye beni takip edenlere bir sual yönelttim. Gelen onlarca yanıt karşısında da şaşırdım çünkü açıkçası ülkemizde sürülebilir bisküviye bu kadar ilgi olduğunu hiç tahmin etmemiştim.
Lotus Biscoff’un tıpkı Nutella gibi fenomen bir ürün olduğunu o esnada anladım. Ayrıca sürülebilir bisküvilerin ülkemizde birçok muadili olduğunu ve sektör haline geldiğini de bu vesileyle öğrendim.
Nusspo, Patiswiss, Focus… İsimlerine aldanmayın. Bunlar hep yerli üretim sürülebilir bisküviler. Nusspo Kocaelili, Patiswiss Ankaralı, Focus Konyalı.
LOTUS’TAN GÜNÜMÜZE
Lotus 1932 yılında Belçika’da kurulan bir bisküvi üreticisi. Kahvelerin yanında tek tek ama ambalaj içerisinde sunulan tarçın ve karamel aroması baskın bir bisküvi. Zamanla ezilip toz haline getirilerek tatlıların üzerine serpilir ve tatlı tariflerinin içine girer hale geliyor. Böylece sadece çay ya da kahve yanında tüketilen bir bisküvi olmaktan çıkıyor. Bu bir pazarlama stratejisi tabii. Keynes’in dediği gibi arzlar, kendi taleplerini yaratıyor. Böylece zamanla Lotus Biscoff sürülebilir bir ürün olarak kavanozlara da giriyor.
“Hey gidi hey!” diye düşünüyorum. “Bisküvimizi çaya batırarak yumuşatıp yediğimiz günlerden nerelere geldik. Yumuşatılmış bisküvilerin kavanozlanarak bizlere daha katma değerli bir ürün olarak sunulduğu ve bu arzın kendi talebini fazlasıyla yarattığı bir çağdayız.”
Yine düşünüyorum: “Peki bunu yapmayı bizim yerli ve dünyaca ünlü bisküvi üreticisi firmalarımız neden daha önce düşünemedi?”
Sonra tekrar düşünüyorum: “Neden ürettiğimiz bu yerli mallar sanki İsviçre’de, Fransa’da Belçika’da üretiliyormuş gibi isimlere sahip?”
Son olarak bir kez daha düşünüyorum: “İnsanoğlu tuhaf bir varlık. Kendi kurgusuna fazla anlam yüklemeye devam ederken aslında farkına varmadan başkalarının daha büyük kurgularının içerisinde eylemlerini sürdürmeye devam ediyor. Öyle ki; bir ismi dalga geçercesine taklit ederken altına ‘Yerli ve milli’ diye de ekstra not düşmek zorunda kalıyor. Oysa ki ürünün altına yerli ve milli diye not düşmek yerine ona yerli ve milli bir isim vermek daha doğru, daha güzel değil mi?”
Güven Borça’nın “Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar Mı?” isimli bir kitabı var. Okuyanlarınız bilir. Bu soruyu ben sizlere sorayım.
“Sizce çıkar mı?”
Salih Seçkin Sevinç – OdaTV Yazıları