Sultan II. Abdülhamid’in Soğanlı Yumurtası Ve Sarayda Üç Öğünü Nasıldı?
19.yüzyılda omlet, kotlet pane ve şarlot gibi Batı yemekleri, padişahın sofrasında yerlerini almıştı. Abdülhamid’in de günümüz gastronomi kitaplarında da yer bulmuş meşhur bir yumurta tarifi var. Bol soğanlı, bol çeşnili bu kahvaltısının püf noktası da uzun sürede pişmesi ve sirke detayı. Önce tarife gelelim, sonra Abdülhamid’in saraydaki yemek servisinin ritüelini detaylıca anlatalım.
Abdülhamid’in Soğanlı Yumurtası İçin Gerekli Malzemeler: (4 kişilik)
6 orta boy kuru soğan
Yarım demet maydanoz
2 yk tereyağ
1 çk toz şeker
1 yk sirke
1 çk yenibahar
1 çk tarçın
4 yumurta
1 çk tuz ve karabiber
Abdülhamid’in Soğanlı Yumurtası Nasıl Yapılır?
Soğanların kabuklarını soyun, ortadan ikiye bölün, yarım halka biçiminde doğrayın, ince kıyılmış maydanoz ve tuzu katın. Kenarı yüksek tavada, hafif ateşte tereyağ eritin. Soğanlı karışımı ekleyin ve rengi hafif kahverengileşinceye kadar kısık ateşte kavurun. Üzerine şeker, sirke, yenibahar ve tarçının yarısını ekleyin, karıştırarak 5 dk. pişirin. Soğanları iyice yayın, dört yuva açın. Yumurtaların yalnızca sarılarını yuvalara kırın, üzerlerine kaşıkla soğanlı karışımın suyundan dökün.
Yumurta sarıları pişince üstlerine tarçının diğer yarısını ve karabiber serperek servis edin. Afiyet Olsun.
Padişahın Diyeti
Peki Sultan Abdülhamid’e yapılan yemek servisi nasıldı? Bir günde neler yerdi? Onu da Sultan’ın kızı Ayşe Osmanoğlu’nun hatıralarından öğreniyoruz. Şöyle diyor Ayşe Osmanoğlu;
”Kilercibaşı Osman Bey önde, İkinci Kilerci Hüseyin Efendi ile üçüncü ve dördüncü kilerciler arkada olmak üzere, sepetli çantalar içine koydukları sofra takımlarını alırlar ve sırma cepkenli, büyük şalvarlı Tablakarbaşı da başına büyük bir tabla koymuş halde hep beraber Kiler-i Hümayun’dan çıkıp yemek odasının yanındaki taşlığa gelirlerdi. Burada tablayı açılır kapanır bir masanın üstüne koyup sofrayı hazır ederdi. Yemek tabakları porselen olup, etrafları kırmızı-beyaz altın yaldızlı ve markalıydı. Sultan 2.Abdülhamid, sofrasında annem Tirmüjgan Kadınefendi’den kalma altın tuzluğu sofrada en yakınında tutardı.
Çatal bıçak takımları altındandı. Kilercibaşı emektarlarından Sırrıcemal Kalfa tablayı teslim eder ve yemek süresinde nöbet tutardı. Yemek hazır olunca bir hazinedar gelip anneme, ”Efendimiz istiyor” derdi. Annem de derhal gider, babamla beraber sofrada yerini alırdı. Babamın meşhur soğanlı yumurtasının yanında sevdiği yemekler şunlardı: Öğle yemeğinde koyun külbastısı, balıklardan mezgit veya gelincik balığı, börek, kaymaklı kadayıf, sütlaç ve alafrangalarda şarlot. Akşam yemekleri ise hep hafif olurdu. Et suyu, bazı çorbalar ve yemişlerden ibaretti. Meyvelerden en sevdikleri çilek, kavun, karpuz ve şeftali idi.”