İstanbulNE YİYELİMTepsi KebabıÜmraniye

Ümraniye’de En İyi Hatay Tepsi Kebabı Nerede Yenir? Hatay Çöp Şiş & Künefe, Ümraniye İstanbul

Ahde vefadır. Hatay’a defalarca gitmişliğimiz, arkadaşlıklar, dostluklar biriktirdiğimiz ve hatta bazı mekanları doğrudan orada, Asi Nehri kenarında yazmışlığımız bile vardır. İçimiz acıyor. Yüreğimiz ezildi. Böylesine bir felaket ile insanların ve anıların yok olup gitmesine dayanamıyoruz. İnsanlık olarak inşa ettiğimiz ve ismine “Medeniyet” dediğimiz canavarın çöküşünün yarattığı boşluğu kelimeler ile tarif dahi edemiyoruz. Hatay Çöp Şiş ve Künefe‘nin sahipleri Hamit ve Halil Beyler ile işte tam da bu konuyu, depremin maddi – manevi yıkımını konuşuyorduk ki konu insanın ve insanlığın kırılganlığına ve kültürel aktarımın kalıcılığına geldi.

Hatay’dan tanıdıkları meşhur bir kebap ustasının (Mustafa Usta) hem lokantasının, hem de evinin nasıl yıkıldığını konuştuk. Mustafa Usta depremde göçük altında kalmış, vefat etmiş. Nato Yolu Caddesi üzerindeki Hatay Çöp Şiş ve Künefe ise Mustafa Usta’nın el verdiği Macit Usta‘yı ekiplerine katmış. Macit Usta “Her tepsi ve kağıt kebabı hazırladığımda Mustafa Ustam aklıma geliyor diyor.” hüzünlü bir sesle. Çünkü kendini onunla özdeşleştiriyor.

Bir anda yok olan ve sonsuza kadar devam edeceğine inandığımız hayatlarımız, işlerimiz, sevdiklerimiz, ürettiklerimiz, kazanımlarımız… An geliyor, her şey kaş ile göz arasında “Pof!” diyerek yok oluveriyor. Hayat aslında bu kadar da basit ve kırılgan işte.

Mustafa Usta bugün aramızda yok ama el verdiği ve yetiştirdiği ustaları onun ruhunu yaşatmaya devam ediyor. Kısacası insanlar uçup gidiyor ama kültürel hafıza sonraki nesillere işte bu şekilde taşınıyor. Tıpkı Ümraniye İmes Sanayi Sitesine komşu Hatay Çöp Şiş ve Künefe‘de olduğu gibi… Yemeğin ne kadar önemli bir kültür aktarım aracı olduğunu tam da bu noktada bir kez daha çok net anlıyoruz.

Deprem Bölgesinin Kadim Tepsi Yemekleri

Hatay Çöp Şiş ve Künefe’yi 2022 yaz ayında yeni açıldığında ziyaret etmiştik. Çöp şişlerinin lezzetine, sunumlara ve mezelere bayılmıştık. Lakin o zaman daha henüz fırınları inşa edilmemişti, sadece menülerindeki ızgaraları sunuyorlardı. Kebapları ve künefeleri müthişti. Biz de o zaman Hamit ve Halil Beylere şunu demiştik; “Burada eksik olan Tepsi ve Kağıt Kebabı, onları da menüye katınca bu restoran kelimenin tam anlamıyla Hatay olacak.” Çünkü kanımızca Hatay’ı Hatay yapan, mahallelerdeki ortak fırın kültürüydü ve kasapların kaşla göz arasında size bu fırınlarda pişirmelik tepsi ve et yemekleri hazırlamasıydı.

Deprem sonrası aradılar, “Gelin, fırını açtık. Maalesef tam da bu talihsiz zamana denk geldi.” diye. İçimiz buruk gittik. Lakin Macit Usta’nın yaptığı tepsi kebaplarının lezzeti ile neşelendik. Hatta öyle ki; iyi ki yemeğin kültürel aktarım gibi bir misyonu var diye bile düşündük. Yoksa bu lezzetleri devam ettirebilme gibi bir unsur dahi olmayacaktı.

Hamit ve Halil Beyler ile konuştuk. Deprem bölgelerinin kadim yemekleri olan tepsi yemeklerini menülerine dahil etmişler ve kendilerine bunun sürdürülebilirliğini misyon edinmişler. Çünkü yukarıda da bahsettiğimiz gibi insanlar geçici ama kültürel aktarım kalıcı. Yemek kültürünün ise tüm bu hafızasal aktarımda ne kadar önemli bir yer tuttuğunu söylememize bile gerek yok. Zira öyle olmasaydı biz de 14 yıldır bu sitede (harbiyiyorum.com) bu yazıları yazıyor olmazdık. Amacımız gelecek kuşaklara, tarihçilere, insanlığa kalıcı bir hafıza sunabilmek. Yemeğin de burada bütünleşik bir deneyim ile çok büyük bir kültürel unsur olduğuna bir kez daha fazlasıyla inanıyoruz.

Şüphesiz kültürel aktarımın her zaman en önemli taşıyıcısı bizatihi insan. Macit Usta bize rahmetli Mustafa Ustasından öğrendiği şekilde Tepsi Kebabı, Kağıt Kebabı, Maraş Tava ve Belen Tava hazırladı. Hepsi mükemmeldi. Lezzetleri tıpkı Hatay’da, kendi bölgelerinde yediğimiz gibiydi. İster istemez o lezzetleri tadar tatmaz eski zamanlara, deprem öncesi gittiğimiz o ca’nım şehirlerdeki anılarımıza uzandı zihnimiz. Orada tepsi yemekleri yediğimiz anlar beliriverdi hafızamızda.

İstemsizce gözlerimiz yaşardı, yanaklarımız ıslandı.

Yüreğimiz buruk ama “Ne güzel bir iş yaptınız!” dedik Hamit ve Halil Bey’e… Yemek yapmanın sadece yemeği ve lezzeti yapıp sunmak olmadığını da birbirimize bir tek kelime dahi etmeden izah etmiş olduk o an. Bir kültürü, bir hafızayı, bir anıyı, bir ruhu, bir birikimi, bir zamanı geleceğe taşıyor yemek. Vefat eden bir ustanın izlerini ve ruhunu taşıyor. Ustasının gözleri öğrencisinin gözleri oluyor, öğrencisinin elleri ustanın elleri oluyor. İşte tam da o anda anlıyoruz. Rahmetli Mustafa Usta’nın ustaları ve dahi onların da ustalarının bile emeği ve etkisi var o anda önümüze konulan tepsi yemeklerinde. Kültürel aktarımdan tam olarak kastımız bu!

Allah hepsinden razı olsun.

“Yaşatacağız!”

Hatay Çöp Şiş ve Künefe menüsünde bundan böyle deprem bölgelerine ait kadim tepsi yemekleri de olacak. Sahipleri söz verdiler. Kadim yemekler üzerinden bu aktarımın önemini bir kez daha vurguladılar. “Yaşatacağız!” dediler. Olur da ziyaret edecek olursanız deprem bölgelerine ait bu yemekleri sipariş etmeniz bile yıkılıp giden bu şehirlerin hatıralarının yaşamasına katkı sağlayacak. Göçük altında kalan ve sizinle birlikte bu lezzetleri tatmış olan ortak hafızaya sahip insanların ruhlarına gidecek.

Çok duygusal taraflara inmemeye çalışıyoruz, lakin Şubat 2023 depremleri ile ilgili görüşlerimizi “Depremler ve İnsanlar” isimli makalemizden okuyabilirsiniz.

Kendi adımıza konuşacak olursak Tepsi Kebabı ve Maraş tava yemekleri favorilerimiz. Tepsi Kebabı ve Kağıt kebapları 20 dakikada hazır. Diğerlerinin pişmesi biraz daha vakit istiyor.

Yiyeceğiniz tüm tepsi yemekleri gelmiş geçmiş ve günümüze kadar bu aktarımı sağlamış tüm ustalarımızın ruhlarına gitsin.

Hepsinin mekanı cennet olsun. Nurlar içinde dinlensinler.

Amin.

Hatay Çöp Şiş ve Künefe
Nato Yolu Cd No:241/A, X, 34776 Ümraniye/İstanbul
Tel: 05443643131

Salih Seckin Sevinc

Harbiyiyorum.com kurucusu ve yazarı. 2009'dan beri yeme-içme üzerine keşifler yapıyor. Araştırıyor, yiyor, içiyor, videolar/fotoğraflar çekiyor, düşünüyor ve yazıyor. 2021 - "Ruhani" (Roman) 2018- "Ölüm Yolcusu Abdülüver'in Tuhaf Seyahatleri" (Roman) 2016 - "Harbi Yiyorum - Türkiye'de Harbiden Nerede Ne Yenir?" (Yemek Kitabı) 2015 - "Her Şeyin Başı Blog" (İş Kitabı) 2014 - "Social Media for Real" (İngilizce İş Kitabı) 2012 - "Pazarlama İletişiminde Sosyal Medya" (İş Kitabı) kitaplarının yazarı. 2018'den bu yana ODA TV "Lezzet Peşinde" köşe yazarı, Eylül 2019'da KRT'de "Harbi Yiyorum" programını hazırlayıp sundu. Şu anda "Nerede Ne Yenir?" cümlesinin altını doldurmaya ve lezzet keşiflerini/öğrendiklerini size aktarmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir