Atina’da En İyi Salaş Esnaf Yemeği Nerede Yenir? Diporto, Atina, Yunanistan
O Gün Ne Pişerse O! Atina’nın En Salaş ve En Halk İşi Lokantası: Diporto
Bu bahsedeceğim tip lokantaları ya çok seversiniz, ya da hiç sevmezsiniz. Tabelası bile olmayan bir lokanta. İsmi Diporto. Yunanca anlamı “iki kapı” demek. Eski bir binanın bodrumuna açılan iki ahşap tahta kapının altındaki merdivenlerinden aşağıya iniyorsunuz ve işte karşınızda herkesin saklı cevher olarak tanımladığı ama aslında çok meşhur ve hiç de saklı olmayan bir lokanta.
Pastırmacı Karamanlidika’ya bir dakika yürüme mesafesinde olan Diporto eski usül salaş bir Yunan esnaf lokantası. Son zamanlarda sosyal medyada parlatıldıkça oldukça turistik bir yer haline geldi. Tarihi için kimileri 100 yıllık diyor, kimileri de 150 yılda ısrar ediyor. Yerin altında olduğu ve gizemli olduğu düşünüldüğü için bu restorana türlü türlü anlam yükleyen de çok tabii.
*Atina’nın en kapsamlı yeme-içme rehberini (İngilizce) satın almak için için aşağıdaki görsele tıklayın.
Lakin restoran bu hali ile bize yıllar önce Beyoglu Istiklal Caddesi’nde rahmetli Kebapçı Enver Usta’nın yerin altındaki restoranını da anımsatıyor. Tabelasız ve kapısından içeri başınızı eğerek girmeniz gereken bir lokanta. Sizi eğiyor, büküyor. İçeri girdiğinizde kendinizi Alice Harikalar Diyarı’nda gibi hissetmenizi sağlıyor. Zamanı geri sarıyor ve sizi 1940’lı yıllara ışınlıyor. Hasılı içinizdeki çocuğa göz kırpıyor.
Merdivenlerde aşağıya doğru inip de içeri girince solda bir mutfak alanı var. Tüm yemekler burada pişiriliyor. Ev tipi bir havalandırmaları var ama mekan için yeterli değil. Basık bir tavan. Özensiz zemin. Eski şarap fıçıları…
Üstünüz Başınız Yemek Kokacak!
Öncelikle üstünüzün başınızın yemek kokacağını bilerek gidin. Çünkü Diporto’da sadece tencere yemekleri değil aynı zamanda ızgara balık da pişiriliyor. O havalandırma kesinlikle orası için yeterli değil. İçeride çalışan iki kişi çok da gülümseyen abiler değiller. Kalabalık vakitlerde göz göze gelmeniz imkansız oluyor hatta.
Menü yok, (var ama yok; kim uğraşacak onunla!) masaya oturduğunuzda kağıt servisler seriliyor. Daha sonra sabit mezeler siz sormadan masanıza bırakılıyor. Bir tabak farklı sunumlu fava, (üstünde kırmızı soğan, kalamata ve doğranmış yeşil biber var mesela) salata ve karafta ev yapımı yarım litre şarap. Bunlar isteseniz de istemeseniz de masanıza geliyor. Ana yemekte iki seçeneğiniz var. Balık ya da balık olmayan ne varsa! Menü her gün değişiklik gösterdiği için balık da balık olmayan da sürekli değişiyor.
Bir gün kuru fasulye, diğer bir gün patates yemeği, nohut v.b. Ne olursa olsun yanına şöyle kalın kabuklu ekşi mayalı bir somun ekmek. Yemeklerin suyuna banasınız diye… Mis!
Dolayısıyla buraya salaş, eski usül şef/esnaf lokantası dersek yanlış olmaz.
Atina İçin Sembol Bir Restoran
Lezzete gelince…
Lezzete diyecek hiçbir şey yok. Ne çıkıyorsa temiz, güzel ve lezzetli çıkıyor. Doyurucu, mukavvi. Taze.
Diyoruz ya; Diporto’yu ya çok seversiniz, ya da hiç sevmezsiniz. Ama burası Atina için sembol bir restoran.
Fine-dine değil de yerel ve farklı bir tecrübe arıyorum, sürprizleri seviyorum, Alice Harikalar Diyarı’ndaki gibi tavşan deliğine girip oradaki restoran ile tanışmayı istiyorum diyorsanız, Diporto tam size göre!
O zaman hadi Yamas!
Afiyet olsun.
Diporto
Sokratous 9 &, Theatrou, Athina 105 52, Yunanistan
Tel: +302103211463