YEMEK ANSİKLOPEDİSİ

Göçebe olarak yaşadıkları Orta Asya’da sebze ve meyve yetiştirmeleri söz konusu olmadığına göre, Türklerin bu yiyeceklerle tanışmaları büyük ölçüde Anadolu’ya

Yemekle iyi kötü ilgilenen herkes, pirincin Osmanlı Mutfak geleneğinde önemli bir yeri olduğunu bilir. İmparatorluk başkenti İstanbul’da yüzyıllar boyu buğdaydan

Susam en olmadık yerlerde karşımıza çıkar. İster bir baharat karışımına hacim kazandırmak için kullanılsın, ister Japon yemeklerinin sunulduğu tabağa serpiştirilsin

Japonya’nın en çok övülen ürünlerinden olan bu uçuk yeşil kök (wasabi), yalnızca soğuk sıradağlarda, modern tarımın en sıkı sıkıya bağlı

Kahve endüstrisindeki pazarlamacıların son dönemde kullandıkları bir terim olan chai sözcüğünü duymuşsunuzdur. Ya da süpermarketlerin “egzotik yiyecekler” bölümündeki raflarda hazır

Glühwein soğuk kış aylarında Almanların Noel (Christmas) pazarlarını gezerken içleri ısınsın diye ortaya çıkan, baharatlarla çeşnilendirilmiş sıcak şaraptır. İngilizceden karşılığı “Glow

Zencefil, bağlantısız bir baharat türüdür. Bazen mezelere girip yemeğin başında hissedilir, giriş yemeğine lezzet ve koku katar, bazense tatlıya girip

Mahlep, İdris ağacı adı verilen bir tür yabani kiraz ağacının çekirdeğinden elde edilmektedir. Eski Türkler tarafından keşfedilen bu ağacın meyvesi