AnkaraDönerNE YİYELİMNEREDE YİYELİMTürkiye

Haymana’da En İyi Et Döner Nerede Yenir? Enişte’nin Yeri Bol Kepçe, Haymana, Ankara

Haymana’da yiyecek hiçbir şey yok!” Bunu biz demiyoruz, Haymanalılar diyor. Yıllar önce ilk kez Erzurum’a gittiğimizde Erzurum yerlileri de benzer şeyler söylemişlerdi. “Erzurum’da yiyecek bir şey yok.” diye… Sonra Erzurum’la ilgili bir yeme-içme külliyatı yazdık. Şimdi sıra geldi Haymana’ya… Haymana’dan bir külliyat çıkar mı bilmiyoruz, lakin bir yerden başlamak lazım. Enişte’nin Yeri isimli bir lokanta var. Tabelanın altına da yazmışlar “Bol Kepçe” diye. Yani “Enişte’nin Yeri – Bol Kepçe”. Bu isim bağlamında bakınca bir et dönerciden ziyade aynı zamanda sulu yemek de satan bir esnaf lokantası tınısı kulağa geliyor ama mekan sadece et döner satıyor. 

Ama şuna emin olabilirsiniz. Et döneri “bol kepçe” koyuyor.  

Tamam Haymana’da sadece öne çıkan bu restoran var belki ama hep “yok!” diyerek bir yere varamayız ki. Bir yerden başlamak lazım. Bardağın boş tarafını görüp, sürekli bu boşluğu vurgulayarak bir sonuca ulaşılmaz zaar. Biz her zaman bir tane bile olsa var olandan yanayız. Var olanı iltifatla marifetlendirirsin neticede. 

Mesela Enişte’nin Yeri’nde salata zayıf, ayran kötü, salon çok soğuk diyerek Haymana’nın şu an eldeki en iyi yeme-içme mekanını yererek ne kazanabiliriz? Orada onca yemek yiyen insana ayıp olmaz mı? Gastro faşizanlık bize göre değil malum. 

Ama döneri yağlı ve lezzetli, çalışanları genç ve dinamik (ayrıca yakışıklı), tek bir üründe uzmanlaşmış (et döner) diyerek Enişte’nin Yerini ancak ve ancak marifet çemberine dahil eder ve bu mekandan böylece bundan sonrası için daha fazlasını umabiliriz. 

Öyle değil mi? 

Marifet iltifata tabi değil midir? 

Bunca çirkinlik arasında güzellikleri görmek, bunları vurgulamak, cevheri bir madenci gibi kazıp çıkarmak, buna emek harcamak kötü bir şey mi?

Şimdi efendiler! 

Haymana, bir kaplıca/şifalı termal su havzası. Dünyanın en önde gelen sayılı kaplıca merkezlerine suyu açısından şapka çıkartır. Suyunda bir kükürt kokusu var ki piü! Haşlanmış yumurtaların gücü adına diye haykırtır, o derece! Ama işte gelin görün ki bu koku, şifanın ta kendisi ve iyi bir termal suyun en üstün belirtisi. Tüm bunlara rağmen Haymana hak ettiği tanıtıma ve ilgiye hasıl olamamış, başkentimiz Ankara’ya bağlı gizemli bir belde. Tesislere yatırımlar bugüne kadar vizyoner işletmeciler tarafından yapılmamış, büyük sermayeler Haymana’yı pek ziyaret etmemiş. Durum böyle olunca gelişim de olmamış tabii. Haymana içe dönük kalmış. Kendi halinde bırakılmış. Ama işte yine bu sayede de cevherini saklamış. 

İlk kez yirmili yaşlarımızda yine kaplıcaları için ziyaret ettiğimiz Haymana’yı hayal meyal hatırlıyorduk. O zamanlar hayatımızda harbiyiyorumculuk falan yoktu. Kaldığımız mağaramsı tesisten hiç çıkmamıştık. Bu kez kırklı yaşların ortalarında ziyaret ettiğimiz Haymana’da harbiyiyorumculuk da nasip oldu. Bu kaplıcaları ve termal suyu ile ünlü beldeye yeme-içme zevklerinden eklemlenebilir ne olur diye düşünmek de elbette bu ahir zamanda yine bize düştü. 

Hemen bir minik araştırmacı gazetecilik ile Enişte’nin Yeri’nin bir harbiyiyorumculuk noktası olduğunu anladık ve kaldığımız (yeni bir tesis ve otel olan) Bonjour Otel’den bir öğle vakti ayrılıp hafif karlı bir havada mekanın yolunu tuttuk. 

İçeride üç-beş Haymana’lı genç, et dönerin başında dönerin pişiminin tamamlanmasını bekliyorlardı. Şu bir gerçek. Ankara’da genelde et döner başarılıdır. Hatta et döner deyince bizim aklımıza en başarılı il olarak ilk sırada Ankara gelir Burada Enişte’nin Yeri’nde daha gitmeden iyi bir parça/büfe döneri bulacağımızı biliyorduk. Tabelada “Eniştenin Yeri” yazıyor. Altında da “Bol Kepçe”. Döner kepçe ile konulmadığı için mekanın hacmine de bakarak içeride sulu esnaf yemeği de olduğu yanılgısına rahatlıkla düşüyorsunuz. (Kim bilir, belki de eskiden öyleydi) Ama içeride sadece et döner var. Odun ateşi falan aramayın. Gaz ateşi. En az elli-altmış kilo edecek kadar et döner. Ama tam da bizim sevdiğimizden. 

Neydi bizim sevdiğimiz döner?

%70 dana, %30 kuzu ve ekstra kuyruk yağı ile aromalandırılmış, şöyle ısırdığınızda dudağınızda, bıyığınızda, hasılı burnunuzun ucunda kuzu kokusu bırakacak cinsten döner. Hani kesildiğinde yaprak kağıt gibi aşağıya dökülen değil de, parça parça damlayangillerden. Yani kısacası büfe döneri, yani kısacası Ankara döneri. Yani kısacası ekmek ya da pide arasına yakışacak cinsten döner. 

Böyle tabakta porsiyon sipariş ile soğutmalık değil, ekmek içerisinde uyutmalık hani. Az soğan, bir adet yeşil sivri biber, belki bir-iki dilim domates ve turşu ile keyifli bir döner macerası. Yedikten sonra “Güzel bir döner yedik!” dedirtecek cinsten döner. Eğer acı seviyorsanız da üstüne yağlı pul biber ile çeşnilendireceğiniz ama ne olursa olsun ekmek arasında, ekmek içinde, pide arasında ya da Ankaralıların dediği gibi ‘Gobit’te tadılacak bir lezizan. 

İşte böyle güzel yiyenler, harbi lezzet peşinde koşanlar; Eniştenizin döneri böyle bir döner kesip satıyor. Fiyatları da şehire, metropole göre çok uygun.

Haymana’da Enişte’nin Yerinde et döner yenir, kaplıcaya gidilir ve bir de sıkı durun, Haymana’dan dönerken sucuk alınır. Evet, yanlış duymadınız. Haymana Sucuğu diye bir gerçek var. Her ne kadar az bilinse de Haymana’nın sucuğu şu anda Afyon, Kayseri ve dahi Kastamonu sucuklarına göre en doğal en temiz kalmış sucuklardan. Malum Hayamana’nın kendi hayvancılığı ve hayvanları var. Hal böyle olunca Haymana’dan dönerken birer kangal kasap sucuğu almak yine bir Haymana geleneği. 

İşte size Haymana’ya gitmek için üç neden: Kaplıcalar, Eniştenin Yeri ve Haymana Sucuğu. 

Size ilerleyen günlerde “Haymana’da En İyi Sucuk Nereden Alınır?” yazılarımız ile de başbaşa bırakacağız. 

Merak etmeyin, Harbiyiyorum size Ankara Haymana için yeme-içmede tatmin edici bir nefer olacak.

Yanınızdayız. Vesselam. 

Eniştenin Yeri Bol Kepçe
Seyran, Ankara Cd. No:20/B, 06860 Haymana/Ankara
Tel: 05392150788

Salih Seckin Sevinc

Harbiyiyorum.com kurucusu ve yazarı. 2009'dan beri yeme-içme üzerine keşifler yapıyor. Araştırıyor, yiyor, içiyor, videolar/fotoğraflar çekiyor, düşünüyor ve yazıyor. 2021 - "Ruhani" (Roman) 2018- "Ölüm Yolcusu Abdülüver'in Tuhaf Seyahatleri" (Roman) 2016 - "Harbi Yiyorum - Türkiye'de Harbiden Nerede Ne Yenir?" (Yemek Kitabı) 2015 - "Her Şeyin Başı Blog" (İş Kitabı) 2014 - "Social Media for Real" (İngilizce İş Kitabı) 2012 - "Pazarlama İletişiminde Sosyal Medya" (İş Kitabı) kitaplarının yazarı. 2018'den bu yana ODA TV "Lezzet Peşinde" köşe yazarı, Eylül 2019'da KRT'de "Harbi Yiyorum" programını hazırlayıp sundu. Şu anda "Nerede Ne Yenir?" cümlesinin altını doldurmaya ve lezzet keşiflerini/öğrendiklerini size aktarmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir