Dünyanın 7 Ülkesinde Yediğim En İyi 8 Yemek Neydi?
Bu lezzetleri tadan bağımlısı olur
Sizlere dünyada en çok sevdiğim sokak lezzetlerinden bahsetmek istiyorum. Ayaküstü yenilen, masa sandalye derdi olmayan ya da Bistro tarzında nizama sahip mekanlardan çıkan lezzetler hem bütçe dostu oluyor, hem de lezzetleri ile şaşırtıp zaman içinde fenomen hale gelebiliyorlar. Bugüne kadar birçok ülkede yediğim, aklımda en çok yer eden lezzetlere davet ediyorum sizi. Biraz ülke gündeminden uzaklaşalım, şöyle farklı kültürlere/lezzetlere uzanalım.
Hazırsanız başlıyoruz…
Takoyaki (Japonya)
Osaka, Tokyo’da ilk kez tanıştığım bu yiyeceğin bizdeki tam karşılığı “Ahtapot Topları” demek. Buğday unu tabanlı hamur karışımı içerisine kıyma, içinde vantuzları da bulunan ahtapot kolu ve parçaları, tempura artıkları, zencefil turşusu ve taze soğan konularak yenilen keyifli bir ara öğün yiyeceği. Şekli itibariyle bizdeki lokmaya benzetilse de lezzet ve pişirme anlamında yakından uzaktan ilgisi yok. Tuzlu, içerisi bol malzemeli bir deniz ürünü topu düşünün. Bu bağlamda bir Japon pişisidir bile diyebiliriz.
Osaka’nın en meşhur sokak lezzetlerinden biri olan Takoyaki kelimenin tam anlamıyla ayaküstü bir atıştırmalık. Sac bir kalıpta, Takoyaki ustasının hünerli ellerinde iki tel yardımıyla 10 dakika gibi bir sürede yuvarlak küreler haline getirilerek sunulan bu sokak lezzeti, Japonların çok sevdiği bir yiyecek olup ilk kez yiyene de ya bağımlılık yaptıracak özelliklere sahip.
Bende de etkisi öyle oldu ama Türkiye’de maalesef yapan bir yer de yok. Japonya’da yediğimizle kaldık. Takoyaki videomuzu izlemek için tıklayın.
Ringa Balığı Sandviç (Hollanda)
Amsterdam ziyaretimde neredeyse her gün yediğim bir sokak lezzeti. Sosisli sandviç ekmeğine benzer bir ekmek, ringa balığı salamurası, turşu ve soğan küpleri… Bütün yemek bundan ibaret. Amsterdam’a giderseniz bu lezzet için size direkt Frens Haringhandel’i işaret edeceklerdir.
Ringa balığınızı ekmek arası yiyebileceğiniz gibi Hollandalıların yaptığı gibi sek de yiyebilirsiniz. Nasıl ki her yiğidin bir yoğurt yiyişi varsa, Hollandalıların da bir “Dutch Haring” ringa balık yiyişi var. Bunu da geleneksel bir hale getirmişler. Amsterdam’da Haring nerede yenir yazımızı okumak için tıklayın.
Banh mi (Vietnam)
Banh Mi Vietnamlıların ekmek arası sandviçi. Aynı zamanda “Banh” kelimesi Vietnam dilinde buğday unuyla yapılan tüm ekmeklere verilen isim. Rivayet o ki zamanında bir Fransız sömürgesi olan Vietnam’da bu sokak lezzeti Fransızların etkisiyle 1950’li yılların başında ortaya çıkmış.
Vietnam’da çok popüler olan bu ekmek arası lezzete ekmek arası salata diyen de var… Gerçekten de içinde bulunan domuz eti elzem miktarda olmakla beraber, sosla (balık sosu, acı sos gibi) lezzetlendiriliyor. Bu bağlamda Bana Mi’ye ekmek arası salata diyenler de bir nebze olsun haklılar.
Salatalık, taze kişniş, havuç, turp, ciğer ezmesi ve domuz salamı Banh Mi’nin muhteviyatının olmazsa olmazı. Vietnam’da oldukça yaygın bir sokak lezzetidir. Neredeyse her yerde bulabilirsiniz.
Ben Vietnam’ın güneyindeki Saigon ve Vietnam’ın merkezindeki Hoi An’da en iyi ve en meşhur Banh Micilerde yedim ve en çok Hoi An’da Banh Me Queen’deki Banh Mi’yi beğendim. Bazı Bana Mi satan yerlerde domuz salamı yerine tavuk salamı da tercih edebiliyorsunuz. Ho Chi Minh’de En İyi Banh Mi Sandviç Yapan 7 Mekan listemiz için tıklayın.
Ren Geyiği Sosisi (Norveç)
Norveç Bergen seyahatimde bulup denediğim bir lezzet. Ren Geyiği evcil bir hayvan değil lakin Norveç gibi ülkeler tarım ve hayvancılığa uygun iklime sahip olmadıkları için av hayvanları ve okyanus balıkları ile mutfaklarını konuşturmaya çalışıyorlar. Bizim hiç tanımadığımı biz lezzet belki ama Ren geyiğinin sosisi, sucuğu, ezmesi, ciğeri her bir şeyini Norveç marketlerinden satın alabiliyorsunuz.
Ren geyiği sosisli sandviçini Bergen’de 3 Kroneren isimli bir büfede yedim. Ketçap zannederek istediğim sosun sonradan reçel olduğunu anlamam dışında sosisin kendisinin lezzetini çok beğendim. Ren Geyiği Sosisini daha detaylı okumak için tıklayın.
Banh Trang Nuong (Vietnam)
Yine Vietnam’da Banh Trang Nuong özellikle ülkenin güneyinde (Ho Chi Minh – Eski adıyla Saigon) sokaklarda satılan bir Vietnam pizzası.
Zaten Banh Trang, Vietnamlıların ezip hamur haline getirdikleri pirinçleri yuvarlak şekilde ve incecik açıp, daha sonra güneşte kuruttukları pirinç krakerlere verilen isim. Bu pirinç krakerleri Vietnamlılar geleneksel birçok yemeklerinde kullanıyorlar. Banh Trang Nuong ise bu krakerlerin üzerine çeşitli nevaleler eklenerek hazırlanan pratik bir sokak lezzeti.
Genelde sokakta kömür ateşi üzerinde ızgarada hazırlanan bu yemek, hazırlanışı ve görünüşü itibariyle pizzaya benzetildiği için Avrupa ülkelerinde “Vietnam Pizzası” olarak da adlandırılır.
Üzerine konulan nevaleler ve kırılan yumurtalar ile ızgara edilen bu pirinç krakerleri daha sonra katlanıp dürüm edilerek sunulur.
Ben Vietnam’da yediğim yerlerde çok memnun kalmıştım. Üstelik gece geç saatte hayat kurtarmıştı. Ho Chi Minh’de Ben Tanh Street Food Market’te ve Da Nang’da otelimize yakın bir sokak tezgahında bulup yemiştim. Olsa yine yerim. Vietnam yazılarımızı okumak için tıklayın.
Soslu Dilim Pizza (Sırbistan)
Başlığa bakıp pizzanın üstüne sos döküldüğünü sanmayın.
Burada tek çeşit pizza var. Yani öyle gidip de alıştığınız şekilde pizza çeşidi seçemiyorsunuz. Ama hemen size pizzanızı uzatan hanımefendinin olduğu yerdeki vitrinden sosunuzu söyleyip, pizzanızın üzerine sıvatıyorsunuz. Evet, yanlış duymadınız sıvatıyorsunuz! Hanımefendi pizzanızın tüm yüzeyini pastacı kreması gibi bu sosla kaplıyor. Ben biftek (Govedja) ve peynirli/yoğurtlu sos sıvattığımız pizza dilimlerini denedim. Fakat bir de tavuklu sosları varmış… Onda da aklımız kalmadı değil hani. Sırbistan yazılarımızı okumak için tıklayın.
Sosisli Pişi (Ukrayna)
İlk kez Kiev’de gördüğüm bir sokak lezzeti. Bildiğimiz pişi ve içerisinde sosis var. Lakin içine bir sosis sığacak kadar büyük bir pişi bu. Kiev’de oldukça meşhur bir mekan bu sokak lezzetini satıyor. İsmi: Kyivska Perepichka. Kiev Börekçisi anlamına geliyormuş. Kiev’de yerli halktan tutun da turistlere kadar herkes bu sosisli pişici için sıraya giriyor.
Merak edenler için sosisi domuz eti değil ve bir tane yediğiniz zaman mutlaka bir tane daha yemek istiyorsunuz. Ukrayna arşivleri için tıklayın.
Pastel de Nata (Portekiz)
Her ne kadar kahve eşliğinde pastane ortamında oturarak yenilmesi tercih edilse de iki üç ısırıklık işi olan bu milföy/kruvasan hamuru ortası kıvama sahip Nata tatlısı bence Portekiz’de “al yürürken yersinlik” bir tatlı. Yani aslında sokakta yürürken yemesi çok daha keyifli.
Nata’nın mucidi Lizbon’da “Pastais de Belem” isimli bir kafe/pastane… Bu yüzden Nata’nın bir diğer ismi de “Belem Çöreği” olarak geçiyor. Ülkemizde de birçok mekan bu tatlıyı yapmaya başladı. Bunlardan bir tanesi de Moda’daki “Morn Kadıköy”. Çok da başarılı yapıyor. En azından “Nata” özlemimi buradan giderebiliyorum. Onu yiyince Portekiz’e gitmiş kadar oluyorum. Morn Kadıköy’ü daha yakından tanımak için tıklayın.
Seyahat ettiğim ülkelerde elbette başka sokak lezzetleri ile de tanıştım. Yazı çok uzun olacağı için bunu da başka yazılara saklıyorum.
Afiyetle kalın…
Salih Seçkin Sevinç – OdaTv Yazıları
pagead/js/adsbygoogle.js”>